+55
-5
nolursa olsun yalnız kalmayın binler. yanınızda etrafınızda mutlaka birileri olsun. yalan da olsa güleryüz gösteren, öylesine de olsa hal hatır soran birileri mutlaka olsun.
çevrenizle papaz olmayın, gerekirse alttan alın ama onları asla uzaklaştırmayın.
uzaklaştırırsak nolur yarram?
benim gibi olursunuz aq. öğrenciyseniz ya da benim gibi beyaz yakalı bi köleyseniz, okul/işten eve evden işe/okula gidip yannanların şahı bi döngünün içinde bulursunuz kendinizi.
öğüdümüzü verdik şimdi gibtir git. şaka lan dur yeni başladık(3. sınıf edebiyatçı numarası, idare edin aq).
istesek de istemesek de içinde bulunduğumuz ortama ayak uydurmazsak kendimizi mutsuz hissederiz. sabahın köründe yannan kafalı komşumuz selam verdiğinde biz de ona selam vermek zorundayızdır. eskilerde kalmış -muhtemelen menfaatçi- muallak ruhlu bi ahbabınız ararsa cevap vermek zorundasınızdır. bi de etrafımızda güzel cıbırlar vardır ama hiçbirine yaklaşamayız. çünkü her birinin yanında bi çam yarması vardır. nasıl oluyosa hepsinin birer manitası hep vardır. bunları yapıp uslu durunca çevremizle iyi geçinmiş oluyoruz(valla mı).
sonra, kendini o kadar şanssız hissedersin ki, enteller gibi "evrende yalnız mıyız mösyö" diye sayıklamaya başlarsın. paketi uzatıp yak bitane diyen bi arkadaşının ekgibliğini uzun zaman sonra hissedersin. telefonuna sadece abonesi olduğun gsm operatörü sms atmaya başladığında, bikaç gün ortalıktan kaybolduğunda hiç arayıp soranın olmadığında, kendine çeki düzen vermenin zamanının geldiğini düşün sevgili potabin.
çevrenle iyi geçinme mevzusunda rutin işler peşinde koşmayı saçmasapan, gibindirik bişey sanma. gün gelir o çevreye işin düşer, gib gibi ortada kalırsın.
ben öyle düşündüm, insanlar boğmaya başladı, hala sıkılıyorum aq, herşey aynı, günler aynı, sabahın köründe selam veren yannan kafalı komşu aynı, bi arayan soranım kalmadı şu günlerde. manita dalgasına hepsinden uzaklaştım aq.
sonra manita benden uzaklaştı. sebebini hala bilmiyorum, öyle arıza çıkaran bi lavuk da değilim. bilmiyorum aq.
aranızda var böyle yavşaklar, amla çevrili et parçalarına çevresini satan benim gibi hıyarlar kesin var. vardır dimi lan, bu konuda yalnız değilim aq biliyorum.
yalnızlık, mart ayında yağan kara benzer. üşümeden anlamazsın yavru.
üşüyünceye kadar farketmediğin yalnızlıkta, arkana kalın bişeyler veriim mi eheöehü diyen liseli mallığında, karın geçmesini beklersin. kar geçmez aq, kardan adam yaparlar, zütüne havuç sokarlar. kar geçmez. sen geçmesini bekledikçe daha da yağar dıbına kodumun karı. sen üşüdükçe, birilerini ararsın etrafında. şöyle kafa dengi, hatta tikky muallaklerin dediği "kanka" denilen adamlardan ararsın. konuşman lazımdır lan, konuşmak istersin. telefonun çalmaz, evde ses olsun diye tvyi son ses açar uzanırsın. sesten rahatsız olduğun zamanları düşünürsün, yalnızlık ne güzel lan dediğin, sadece manitan yanında olduğunda mal gibi mutlu olduğun anları düşünürsün.
sevmeyi, aşık olmayı zütünden anladığını düşünürsün.
manita dediğin aşağılık, karaktersiz, üç paralık bi huur gibtir olup gittiğinde, zütüne yağan mart karını düşünürsün.
o kar geçmez aq, sen geçcen öyleyse yeğen. geçmeyi bil, geçip gitmeyi, gibtir etmeyi bil.
seni seviyorum diyen kaltaklara inanıp, akşama içmeye çağıran arkadaşlarını ekmeye kalkma. giberler.
karı dediğine güvenmicen dost. karı bugün güler, yarın domaltıp giber adamı. yannan gibi dili vardır karının. çatır çatır giber, kanırta kanırta bağırta bağırta giber. zütünü sahiplenmeyi bil.
yalnızlık bazen ilaç, çoğu zaman lanettir. ve o lanete yakalandığında, kurtulabilceğini düşünmeye başladıysan, o zaman yannanı köküyle yemişsin demektir.
ilgi olursa devam edicem aq. olmazsa da bitsin burda.