1. 20876.
    +7
    http://fizy.com/#s/3x5vn1

    Geniş sahilde, yakın arkadaşlarımızdan hiç birini, uzunca bir süre görememiştik..az çok tanıdığımız tipler vardı etrafta, ikinci öğretimlerden vb. ama, bizim sınıftan insanları, bilhassa nilayları göremedik..

    Gerçi daha iyi oldu böyle baş başa..belki onlar da aynı fikirde oldukları için aramadılar bizi..

    Beş buçuk gibi, bir kere daha yüzüp, yavaş yavaş plajdan ayrılmaya hazırlanırken nilay geldi,

    “nabersiniz? Burda mıydınız siz?”

    “bırak kızım bu sahte, “aradık ama bulamadık” ayaklarını” dedim sırıtarak,

    “ha? yok bee..ne ayak yapcam (: ..şu taraftaydık bizde..etrafta göremeyince, şey etmedik..”

    “anlıyorum ben seni ;)” dedim hala imalı bir biçimde gülerek,

    “yaa ne pissin ha..ebru bişey de şuna?”

    “cık..tsigalko haklı nilaycım..zaten biz de aynı şekilde düşünüyorduk, plajı, denizi bulmuşken baş başa kalmak en iyisidir :p”

    “e iyi öyle olsun o zaman gıcıklar (: ..ne zaman çıkıcaksınız odalara?”

    “altı gibi çıkmayı düşünüyoruz, sekizde başlıyor demi program?”

    “aynen..beraber çıkalım o zaman, tabi baş başa çıkıcaz diyorsanız orasını bilemem :p”

    “ahaha..tamam gelsenize böyle, neco da gelsin..birlikte kalkarız..”

    Kalan zamanı dördümüz sohbet ederek geçirdik..ebru, beni yenip nasıl su yutturduğunu anlattı..

    Bu zaman kadar işler yolunda ve normaldi..görmek istemediğim insanlarla plajda karşılaşmamış olmama seviniyordum..

    Kalkmamıza yakın, kendisi gibi açık renk bikinisinin içinde, son derece utangaç ve naif, kırılgan hali, uzun sarı saçları ve uzun beyaz bacaklarıyla, ingiliz leydilerinden farksız bir şekilde, başı hafif eğik önümüzden geçen mine yi de görmeseydim daha da iyi olabilirdim..yanında iki kız arkadaşı daha vardı..

    Kıza bir anlığına, sadece bir anlığına, biraz acıyarak, biraz pişmanlıkla, biraz da hayranlıkla bakabilmişim..maksimum iki saniye yani..fazla değil..

    Bir anda, o saniyeye kadar gır gır şamata giden muhabbet buz kesti..nilay ve neco gözlerini indirip kum taneleriyle ilgilenmeye başladılar..ebru ise tıpkı benim bakışım gibi, iki saniyeliğine gözlerimi delip geçtikten sonra, ifadesizleşen bir yüzle önce denize, sonra kumlara sonra da nilayla necodan tarafa bakmaya başladı..

    Kötü yakalanmıştım..

    Yakalanmış mıydım?

    Aslında yakalanmamıştım ki?..neyi yakalıyorsun yani..yakalanacak bir şey yok..herkesin bildiği eski bir hikayenin bir anlığına zihinlerde belirmesine yol açan bir karşılaşmadan fazlası olmamalıydı bu..herhalde bu oluşan suskunluk da o yüzdendi..

    Dört sene geçmiş yahu üzerinden..mine mi kaldı artık..benim için, koparmamam gerekirken kopardığım bir çiçek gibi, kırmamam gerekirken kırdığım bir porselen bebek gibi artık mine..eski, acı bir hatıra sadece..işlememem gerekirken işlediğim bir günah..günahlardan biri..

    Muhabbeti yeniden açmaya, değiştirmeye çalıştıysam da, eski tadı kalmamıştı artık..

    Eyvah bea…daha sahildeki ufacık bir karşılaşmadan böyle oluyorsa..gece ne tak yiyeceğim ben?..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster