herkes kukla ama ben ipleri gören bir kuklayım

son paran...
eve dönüş yolunda kalan ve son otobüs...
yak sigara... "ulan hayat... "
herkes kukla bende öyleyim... ama ben ipleri görebilen bir kuklayım... bu yazımda bize yutturulan her şeyi yazıcam kendimce...

siyasette olucak o kezbanlarla olan ilişkilerimizde...
kısacası uzun yıllardır farkında olduğunuz o ipleri görmeniz için elimden gelen bu... ||||||| baştan söyliyim özet yok... |||||||

karnı aç bırakılırsa insan tek derdi karnını doyurmak olur,
tek derdi karın tokluğu olan bir insanın başka şeyler düşünmeye vakti olmaz...

hayatının en parlak döneminde alırlar seni askere, sözde vatan muhasebesi zerk edilir kanına...
oysa amerikan elçiliğinin duvarları betonermedir ama senin karakolun priketlerden yığma...

sonra şu belediyelerin yaptığı sözde nüfus sayımı anketleri... kapın çalar... elinde bir anketle karşında iyi giyinimli bir kaç memur
sorarlar "çocuğunuz var mı" ?-var 2 erkek,"bu gün bir savaş çıksa oğullarınızı askere yollarmısınız ?" -seve seve ikisinide...

işte o an yazarlar seni listelerine...

mehmet olu ali... belediyede işçi... eşi ise ev hanımı iki çocuğu var ikisinide gözden çıkarmış, yollayın doğuya askere ölürlerse "vatan sağolsun"der...

diğer taraftan aynı belediye memurları aynı anketle başka bir evin kapısını çalar...
sonra yazarlar listeye...

kenan oğlu kemal... savcı... eşi ise avukat... iki çocuğu var sakın yollamayın doğuya askere... ölürse peşimize düşer hakkını sorar bela olur...

işte bu yüzden hiç bir şehit cenazesinde rayban gözlük takan lordlar kamarasının insanlarını göremezsin...

ama sana uydururlar "doğuda kileri batıya batıdakileri doğuya yolluyoruz"diye