+6
-2
osmanlı 93 harbinde ruslara yenilince ayaklanmalar tekrar başladı.
25 Ekim 1878deki Halepa Sözleşmesi
1. Girit Valisi sadece Müslümanlardan seçilmeyecekti, Hıristiyan da olacaktı.
2. Vilayet genel meclisinde Rumlar çoğunlukta olacaktı.
3. Hıristiyan kaymakamlar Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı.
4. Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak; ancak resmi zabıtlar ve dilekçeler Rumca ve Türkçe olabilecekti.
5. en önemlisi asayişi sağlayan jandarma, yerli halktan seçilecekti.
Osmanlı bu açılıma da “Evet” dedi. “Yeter ki kardeş kanı dursun,” diyordu. Fotyadi Paşa, Sava Paşa, Kostaki Anthopulos Paşa ve Nikolaki Sartinski Paşa sırasıyla Girit’e vali atadı. Diyeceksiniz Artık bu açılım adaya sükûnet getirmiştir. Açılımın üçüncü aşaması: Avrupa’ya müdahale hakkı verildi. 1885-1888de Giritte 2 ayaklanma çıktı ama en büyük isyan 1896da oldu. Artık taraflardan biri asker değildi. 250 yıldır birlikte yaşayan komşular birbirine silah sıkmaya başladı. Girit yanıyordu. ingiltere, Fransa, italya, Almanya, Rusya olaylara müdahale etti. Asayiş amacıyla savaş gemilerini Girit’e gönderdiler.
Ve Osmanlıya yine bir sözleşme dayattılar.
1. Girit valisi kesinlikle Hıristiyan olacaktı.
2. Bu Vali, adada karışıklık çıkması halinde Batıdan silah ve asker yardımı isteyebilecekti.
3. Hemen genel af ilan edilecekti.
4. Memurların üçte biri Hıristiyan olacaktı.
5. Avrupalı hukukçular adli bir ıslahat reformu hazırlayacaktı.
Girit’in Hıristiyan valisi, kasten Osmanlıdan asker yardımı istemiyordu; Türklerin Girit’ten gitmesini istiyordu. Girit’te oluk oluk Türk kanı akıyordu. Tek tek öldürmeler kısa zamanda toplu katliamlara neden oldu. Elida, Ahladina, Nisiya, Balyovici, giba, Lisinsi, Mulina, iskalavos, Handra, Akriba, Lamnon, Ziru gibi Türk köyleri yakılıp yıkıldı; Müslüman ahalisi öldürüldü. Türkler adadan kaçış yolu arıyordu artık.
Sonunda Osmanlı 18 Nisan 1897de Yunanistan’a savaş açtı. bir ay içinde yunanistanı perişan edip atinaya girmek üzereyken rus Çarı II. Nikolay’ın isteği ve ingiltere’nin baskısıyla II. Abdülhamid Türk ordusunu durdurdu. Yapılan barış görüşmelerinde galip Osmanlı, bırakın bir avuç toprak almayı, savaş tazminatını bile alamadı. Aksine Girit’teki nüfuzunu kaybetti...
Açılımın dördüncü aşaması: Giritte Özerklik ilan edildi.
aynı gerekçeler bugün kıbrıs ve pkk meselelerinde de geçerlidir. gibinize taşağınıza vura vura okumayın
1. Avrupa’nın bu kandırmasıyla Türk askeri 1898de Girit’ten çekildi.
2. Ada özerk ilan edildi.
3. Giriti’n kaderi, Avrupalılara bırakıldı. Avrupalılar, Rumların ve Türklerin can ve mal güvenliklerini güvence altına aldıktan sonra adadan ayrılacaklardı. Girit’e böylece barış gelecekti. Harika!
4. Tabii bu arada bir şart daha ileri sürüldü: Girit valisini seçme hakkı Osmanlı padişahına bırakıldı. Ancak istisnai bir durum vardı; büyük devletlerin o valiyi onaylaması gerekiyordu. Yoksa kendileri atama yapacaklardı. osmanlının karşı çıkmasına rağmen yunanistan prensi girite vali oldu.
Rumlar hemen adaya Yunan bayrağı çekti. Hani barış gelecekti dıbına koyım. Osmanlı büyük bir diplomasi başarısıyla giriti kendi eliyle yunanistana verdi. Karşılık olarak, Avrupa ülkelerinin ve Yunanistan’ın tepkisini çekmemek için, istanbul’da sahnelenen Girit adlı tiyatro oyununu sansürledi.
Ve sonuç: Toprak Kaybı
Tümünü Göster