+1
oda arkadaslarini gorunce ici acildi esen'in. degigib yuzler gormek iyi gelmisti, ozellikle harun'un anne ve babasinin misafirlik triplerini cektikten sonra. arkadaslariyla el birligiyle dolabini yeniden duzenlediler. temizlik ve duzen esen'e inanilmaz bi haz veriyodu. tum yorgunlugu gecmisti sanki. yatagina uzandi biraz, gozlerini dinlendirdi. allah ucakta harun'un yanina oturan her kimse sabir versin, simdi dogdugu gun ve saatten baslayarak tum meziyetlerini anlatir dedi, guldu icten ice. tam ici gecmisti ki tanidik bir melodiyle irkildi. telefonuydu calan. ozandi. 'nasilsin prenses?' esen; 'iyiyim be ya.' ikisi de egeli oldugu icin bu siveli konusmalar aralarinda espri konusuydu. ozan; 'bu gece bara geliver gari o zaman.'. esen;' seninle nasil yorgun oldugum konusunda bi beyin firtinasi yasamak isterdim ama o kadar yorgunum ki ozan... biliyosun uzerimden baskul ailesi gecti.' gulduler. esen kahkaha atarken karin kaslarinin acidigini hissetti. gundelik temizlik isine falan mi girseydi? bu performansla paraya para demezdi. telefonun diger ucundaki ozan'la konusmaya geri dondu; 'yurdun bahcesine helikopter indirirsen belki gelirim adim atacak halim yok be ozancim.' bu cumleden sonra utandi esen, bu sevimli cocuga boyle simarik davranmamaliydi. esen'i ilgisiyle simartiyordu ozan. ozan'a davrandigi gibi harun'a boyle simarik davransa, harun'dan allahin tribini ve fircasini yerdi suphesiz. neyse, simdi harun'u dusunecek enerjisi yoktu. ozan konusmaya devam etti; ' neselenirsin bak iyi gelir, bikac parca calariz sana, bi bardak bisey icersin. tam kavustuk derken ayrilik derdi geldi catti yine..' esen son birkac ayda yasadiklarinin intikamini almak istermiscesine sordu; ' kactaydi sizin sahneniz?'