1. 20051.
    +5
    Hiçbir şey hissetmiyorum.. sanki play-doh, ya da kilden bir hamuru ovuşturur gibiyim.. zaten karanlık.. midem bulanıyor.. pişmanlık öyle bir ele geçirmiş ki zihnimi, normal şartlarda beni çıldırtması gereken bu sahnelerden nedeyse hiç zevk alamıyorum..

    Bir süre öyle, masaj yapar gibi dokunup durdum her yanına.. kegib kegib inliyor.. arada eli kolu hareketleniyor.. yeniden bastırıyorum..

    Biraz sonra, ellerimi aşağılara indirmeye başladım.. dizlerinin üzerinden yatağın ayak ucuna doğru kaydım.. pantolonunun düğmesini açtım, fermuarını indirdim.. bacaklarının üzerinden yavaş yavaş sıyırıp çekiştirmeye başladım, biraz sonra da tamamen çıkarıp yatağın yanına bıraktım.. parmak boyası yapan bir çocuk şevkiyle , ayak bileklerinde, kasıklarına kadar yürüttüm avuçlarımı.. yukarılara çıktıkça yandı ellerim..

    Sonra tekrara aşağı…tekrar yukarı…yanlara…baldırlara.. kalçalara..ayak bileklerine.. eklemlere, dizlere.. bacakların iç tarafına..

    Altımda inleyip kasılıyor.. bacakları kah sıkışıyor kah gevşiyor..

    “rahatladın mı biraz?” diye fısıldadım..

    “süper.. devam et..” diye fısıldadı nefes nefese…

    Hay hay..

    Üzerinden kalkıp yanına uzanınca itiraz edecek gibi oldu,

    “gel şöyle şimdi” dedim elimi belinin altına sokmaya çalışarak, hemen hareketlenip üzerine kapanmaya kalkıştı,

    “hayır öyle değil.. ters..aynen.. sırt üstü uzanacaksın gene…ne oldu?”

    “başım döndü biraz..bi saniye..” dedi..

    E salak aniden fırlarsan döner tabi..

    Az sonra, üzerime, sırt üstü uzanmış, ben bir nevi deniz yatağı, masajlı koltuk görevi görür vaziyetteyim..

    Başını, başımın yanına bıraktı.. sırtı göğsümün üzerinde.. kalbinin, sırtına yansıyan gümbürtüsünü, kendi göğsümün içinde atıyor gibi.. beli göbeğime, kalçası kasıklarıma yapışmış, iki yana ayırdığı bacakları, benimkileri ortaya almış..

    Jr. tsigalko, emekliye ayrılmadığına dair ilk ciddi belirtiyi, bu pozisyona geçtikten birkaç saniye saniye sonra gösterdi.. bunda, ayşenin kalçasını oynatıp durması ve junioru kıçının dilimleri arasına, post makinesinin kredi kartını sıkıştırdığı gibi sıkıştırmaya çalışmasının da etkisi var tabi..

    Böyle kıpraşmaya devam ederse birkaç dakika içinde infilak ederim ben..

    “sabit dur şimdi, yerleş artık” dedim kulağına üfleyip..

    Hareketi kesti..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster