1. 1.
    -1
    \\\\\\\\\\\\\\\"Benim ilkem çok basittir.\\\\\\\\\\\\\\\" diye yazmıştır 1868 yılında Nathala von Vizine\\\\\\\\\\\\\\\'ye.
    \\\\\\\\\\\\\\\"Ben, isa\\\\\\\\\\\\\\\'dan daha güzel, daha derin, daha sevimli, daha mantıklı, daha yiğit ve daha mükemmel bir şeyin olmadığına, hiçbir zaman da olamayacağına inanıyorum. Eğer isa\\\\\\\\\\\\\\\'nın gerçek olmadığını bana kanıtlayabilirlerse ve gerçeğin isa\\\\\\\\\\\\\\\'nın dışında olduğu doğruysa, ben isa ile kalmayı gerçek ile kalmaya tercih ederim.\\\\\\\\\\\\\\\" (Dostoyevski)

    Bu satırlar, Dostoyevski\\\\\\\\\\\\\\\'nin inancının tam olduğunun göstergesidir.

    Ama onun da \\\\\\\\\\\\\\\"dünyayı mantığın yönetmediğini\\\\\\\\\\\\\\\" düşünmesine
    ve \\\\\\\\\\\\\\\"yeraltından\\\\\\\\\\\\\\\" çıkan çelişkileri fark etmesine karşın,
    Nietzsche gerçeğin bu olmasını yeğliyordu.

    Ya da daha doğrusu,
    gerçeği görüntüler içinde yok olmuş bir varlığa bağlamayı değil de,
    her zaman hareketli olan bir yaşama bağlamayı,
    kendisi için yalnızca can sıkıcı bir tanık olan Tanrı\\\\\\\\\\\\\\\'yı yaşamdan uzak tutmayı istiyordu.

    \\\\\\\\\\\\\\\"Ahlâki bilincin\\\\\\\\\\\\\\\" boş ve kötürümleştirici kuruntularını yaratan bu Tanrı değil miydi?

    \\\\\\\\\\\\\\\"Ama onun gerçekten de ölmesi gerekiyordu.
    Her şeyi gören gözleriyle insanın içini,
    tüm utancını ve gizli olan çirkinliğini görüyordu.
    insanın en iğrenç kıvrımlarının içine bile giren,
    bu patavatsız, aklını acımayla bozmuş meraklının ölmesi gerekiyordu.
    Durmadan bana bakıyordu...
    Ben de bu tanıktan öcümü almak
    ve yaşamıma son vermek istedim.
    Her şeyi ve insanı bile gören bu Tanrı\\\\\\\\\\\\\\\'nın ölmesi gerekiyordu.\\\\\\\\\\\\\\\" (Nietzsche)
    ···
   tümünü göster