1. 1.
    0
    Dediğiniz saat: \\\\\\\"Benim usum nedir ki! Aslanın, yiyeceğine duyduğu özlemi duyuyor mu bilgiye? Yoksulluk ve kirlilik ve acınacak rahatlıktır o!\\\\\\\"

    Dediğiniz saat: \\\\\\\"Benim erdemim nedir ki! daha beni çıldırtmadı. Ne kadar bıktım iyiliğimden ve kötülüğümden! Hep yoksulluk ve kirlilik ve acınacak rahatlıktır o!\\\\\\\"

    Dediğiniz saat: \\\\\\\"Benim doğruluğum nedir ki! Ateş ve kömür değilim bakıyorum da. Oysa doğrular ateş ve kömürdürler!\\\\\\\"

    Dediğiniz saat: \\\\\\\"Benim acımam nedir ki! Acıma, insanı sevenin çivilediği çarmıh değil midir? Oysa benim acımam çarmıha germe değildir.\\\\\\\"

    Hiç böyle konuştunuz mu? Hiç böyle haykırdınız mı? Ah, böyle haykırdığınızı duysaydım bir!

    Günahınız değil, yetingenliğiniz haykırıyor göklere, günahınızdaki bayağılık haykırıyor göklere!

    Sizi diliyle yalayacak şimşek nerede? Sizi aşılayacak çılgınlık nerede?

    Bakın, size üstinsanı öğretiyorum: o, bu şimşektir; o, bu çılgınlıktır!-

    Zerdüşt böyle konuştukta, halktan biri bağırdı: \\\\\\\"ip cambazını yeterince dinledik; artık kendisini görsek!\\\\\\\" Ve bütün kalabalık Zerdüşt\\\\\\\'e güldü. Ama bu sözlerin kendisi için söylendiğini sanan ip cambazı, başladı oyununa.

    Fakat Zerdüşt halka baktı da, şaştı. Derken şöyle buyurdu:

    insan, hayvanla üstinsan arasına gerilmiş bir iptir, -uçurum üstünde bir ip.

    Korkulu bir geçiş, korkulu bir geribakış, korkulu bir ürperiş ve duraklayış.

    insanda büyük olan, onun köPage Rankingü olmasıdır, erek değil: insanda sevilebilecek olan, onun karşıya geçiş ve batış olmasıdır.

    Ben, yaşamasını bilmeyenleri severim, meğer ki batmasını bileler; çünkü bunlardır karşıya geçenler.

    Ben, büyük horgörenleri severim, çünkü bunlar büyük saygılılardır ve karşı kıyıya duyulan özlem okları.

    ben, batmak ve kurban olmak için önce yıldızların ötesinde bir neden aramayanları, yeryüzü birgün üstinsanın olsun diye, kendilerini yeryüzüne kurban edenleri severim.

    Ben, bilmek için yaşayan ve birgün üstinsan yaşasın diye bilmek isteyeni severim. Böyle ister o kendi batışını.

    ben, üstinsana ev kurmak, toprak, hayvan ve bitki hazırlamak için çalışanı ve türeteni severim: çünkü böyle ister o kendi batışını.

    Ben, erdemini seveni severim: çünkü erdem batma istemidir ve özlem oku.

    Ben, kendisi için bir damla bile ruh ayırmayanı, baştan başa erdemin ruhu olmak isteyeni severim: ruh olarak böyle yürür o köPage Rankingünün üstünde.

    Ben, erdeminden eğilim ve yazgı yapanı severim: böylece o, erdemi uğruna yaşamak ister, ya da hiç yaşamak istemez.

    Ben, bir sürü erdem istemeyeni severim. Bir tek erdem, iki erdemden daha erdemdir, çünkü yazgının asıldığı daha zorlu düğümdür o.

    Ben, gönlü har vurup harman savuranı severim. -Ne teşekkür bekler, ne de teşekkür eder: çünkü hep verir o ve kendini korumak istemez.

    Ben, zar kendine uygun düşünce utananı ve soranı severim: \\\\\\\"Ben düzenci bir oyuncu muyum yoksa?\\\\\\\" -çünkü yok olmak ister o.

    Ben, işine başlamadan önce altın sözler saçan ve hep söz verdiğinden fazla yapanı severim: çünkü batışını ister o.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster