hikayeci tayfa washere

P-A-R-T 4 ;

tek anlayabildiğim berkecan ismiydi. anladığım kadarıyla berkcan isimli şahıstan bahsediyolardı. beni yanlarında gördüklerinde uff skicek bizi .s.s yüz ifadesini aldılar. devekuşu hafifliğinde boynumu bükerek tekinin kulağına eğilip ”bence berkecan senden hoşlanıyo” kelimelerini fısıldadım. yanımdaki diğer kız duymuş olacak ki hemen berkcanı çaldırıp kapadı garibim berkcan da onu aradı. kız ”ilişkimizi gözden geçirmemiz gerek berkcan” dedi ve ağlayarak yanımdan ayrıldı diğer kızlarda onun yanında gitti. takip ettim en yakındaki caminin tuvaletine yedi kişi toplu giriş yaptılar amk bunlar hala böyle mi lan?

kendimi avını bekleyen kurt gibi, sinsi bir tilki gibi avına korkutmadan yaklaşan bir aslan gibi hissettim. evet savanahta güneş doğuyordu. karşımdaki düşmanın ayrıntıda gizli olan şeytan şekline bürünmüş açıklarını kullanarak bir kafileyi daha alt ettikten sonra tekrar yola koyuldum. bu sefer durağım yol üstündeki kız meslek lisesinin karşı kaldırımına oturmuş endüstri meslekli abazanlardı.

hemen elimi sırt çantama atıp şişme mankeni çıkardım. şişirip yanlarına oturdum. alın beyler dedim benden size kıyak olsun. biri kalktı hadi lan dedi bizim elektrik atölyesine zütürüp gibelim diğeri kalktı mobilya öbürü bilgisayar biri metal derken torna bölümündeki kalktı üçünüde pıçaklayıp torna bölümüne doğru yola koyuldu. içerden patlama sesi geldi umarım hızını alamayıp elektronik cnc torna tezgahınıda gibmeye kalkışmamıştır. bu onu bir kaç hafta oyalar diye düşündüm. yama yapar yine giber amk fakir liselisi