1. 1.
    +5
    anasını avradını gibeyim işte ben onun.

    adı bile sorunlu lan bu sentetik yaşam şeklinin. iş hayatı denildiğinde sanki onun dışında bir başka hayatınız daha olacakmış gibi bir ilizyon yaratıyor. halbuki iş hayatı, hayatınızın yerine geçecek yepyeni bir mekanizmadır.

    kapıdan girerken hayatını çıkarırsın yerine bu iş hayatı denen modern köleliği giyersin.

    benim hayattaki düsturum şu şekilde, bir şeyi eleştireceksen o şeyde başarılı olacaksın arkadaş.
    "iş hayatının anasını avradını gibeyim." cümlesini de ülkenin en taşaklı firmalarından birinin, amerikan filmlerinde görebileceğiniz estetikteki ofislerinden birinde yazıyorum.

    yazıyorum ki anlayın iş hayatının ne gibimden bir kurmaca olduğunu.

    yükseldikçe insandan uzaklaşan, yükseldikçe metaya yaklaşan bu düzenin, bu oyunda başarılı olanlar için bile çekilmez bir çile olduğunu anlayın. doğaya, insana, özgürlüğe ve sanata hobi başlığı altında bile yer vermeye imtina eden bu düzenin çarklarına değer vermeyin. çalışanların motivasyonunu arttırmak için tutup kolundan getirdikleri müzisyenlerin tırnağı olamayacak insanlara saygı göstermeyin.

    isyan edin dıbına koyduklarım.

    plazalarda gördüğünüz ihtişamın altındaki gerçek, değersiz ve anlamsız hayatlarına renk katmaya çalışan insanların egosudur. birbiri ardına dizilmiş bu insan dominosunun devireceği son taşın adı da metadır.

    insanın meta ile oluşturabileceği yegane eser piramittir, gökdelendir, mars üzerinde uygarlık kurmaktır ki insanın sahip olaması gereken asıl erdem asla bu değildir. elmastan bir şatoda yaşama hayali olan adamın dünasıdır iş hayatı. eğer senin sahip olmak istediğin varlık bu ise senin de hayalini gibeyim. sana iş hayatında yaşayacakların müstahaktır.

    70 yıllık ömrünün en sağlıklı ve verimli çağını bir ofis kübiğinde harcamak istiyorsan, kariyer denen şeyin gerçekten bir varlık olduğunu sanıyorsan , yirmili yaşlarında emeklilik hayalleri kuruyorsan sana da yazık. senin edineceğin varlığın zütüne koyayım.

    gerçek dünya bu değil.
    gerçek dünyada aşk var, sanat var, bilgi var, evrenin sonsuza uzanan kanallarında bir zerre olduğunun bilincinde var olmanın hazzı var.
    sadece var olduğu için mutluluk ile yoğurulan hayatlar var.

    zütünü de yırtsan akış yönünün aksine hareket edemeyeceğin bu var oluşlar evreninin içinde üretmeye çalıştığımız bu suni "insan" davranışlarının tamamı, evrenin gözlükleriyle acınası çırpınışlar gibi gözüküyor ne yazık ki. tüm mal varlığı ile zenginliğin zirvesinde bir adamın evrendeki konumu, maalesef çürüyen bir asma yaprağından fazla değil.

    gibinde bambu kamışıyla taşakaları zütüne vura vura dans eden yerlinin canını seveyim.
    iş hayatı diye bir şeyin varlığından habersiz, huzurla kendi hayatını yaşayan tüm gerçek insanların canını seveyim.

    bir plaza dolusu insanı ego ile yoğuran, lüks ve ihtişam vaadiyle motive eden sistemin adamı olmadım. olmayacağım.
    yaşasın özgür ve iştahlı yaşam.
    yaşasın az ile yaşayan, az tüketen insan hayvanı.
    yaşasın sanat.

    kalanlarınızın güdük algısına sokayım.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster