+1
Almanya’ya ilk nasıl gittiniz?
Oto sanayide çalışıyordum. Çok fakirdik. Daha iyi şartlarda yaşamak istedim. 1990 yılında 22 yaşında, Almanya’ya göç etmiş komşumuzun kızıyla evlendim. O şekilde Aksaray’dan Stuttgart’a göçtüm.
•
ferre filmler çevirmeye başlamadan önce ne yapıyordunuz?
işçiydim plastik üzerine çalışan bir fabrikada. Ama memnun değildim. Evliliğim mutsuz bir evlilikti. Bir oğlum oldu. Sonra ayrıldık.
•
Oğlunuz ne yapıyor şimdi?
12 yıldır görmüyorum. Bana göstermiyorlar. Aslında bu filmdeki karakter benim gerçek hayatımdan izler taşıyor. Zengin bir babayım. Çok güzel bir hayatım var. Bir elim yağda bir elim balda hesabı. Ama mutlu değilim. içimde oğluma kavuşma hasreti var. Ama görüştürmüyorlar yani…
•
ferre film işine nasıl girdiniz?
Fabrikadan kalan zamanda erotik ve ferre filmler basıp dağıtan bir matbaada çalışıyordum. O arada çok fazla film gördüm, inceledim. Türklere dağıtım yapıyorduk, onlar da hiç Türklerin oynadığı film olmadığından yakınıyorlardı. “Bize uygun bir şeyler yok” diyorlardı. Bir gün “Ben bunu yapacağım” dedim. Ortamı ayarladık ve ilk filmimi 2000 yılında çektim. Bir-iki saatte bitirdik. Basıp dağıttık, patladı. Talebe yetişemedik.
“Bizim olayımız doğaçlamadır”
•
Siz bu filmleri komik olsun diye mi yaptınız, yoksa insanlar komik bulmaya başlayınca mı erotik mizaha yöneldiniz?
Sonradan değil. Ben bu işe planlayarak başladım. Bugüne gelip sinema filmi çekeceğimi de önceden hesapladım. Baştan beri filmlerimde mizah duygusunu ön planda bilinçli olarak tuttum. Yani millet gülüyor, ben de işi şakaya vurayım şeklinde değil.
•
Nasıl çekiyorsunuz filmi?
Bizim olayımız doğaçlama üzerine kurulu. Yani bir sahne var, kamera çalışıyor, biz ortama uygun doğaçlama yapıyoruz.
•
70’lerin ferre sektörüne yakından bakan “Boogie Nights” filminde kamera çalıştığında erkek oyuncular havaya girmekte zorlanıyor bazen başarısız oluyorlardı…
Bizde o şekilde sıkıntı olmaz. Aksine kamera karşısında çok rahatım.
“ferre film teklifi geliyor ama kabul etmiyorum”
•
ferre ilmde oynamakla normal filmde oynamak arasında ne fark var?
Bizim filmlerde doğaçlama oynuyoruz. Burada o kadar yapamadığımdan zorlandım. Ama sahnelerde kendime göre doğaçlamalar yaptım.
•
Türkiye’de ferre film çekiliyor mu? Size teklif geliyor mu?
Tabii geliyor ama ben yapmıyorum artık. Yanlış anlamayın, geçmişimden utandığımdan değil. Ben artık sinemaya geçtim. Türkiye’de ferre sektörü yok. Yeraltısı da yerüstüsü de yok. Bizde ferre çekilmiyor ama biz dünyada izlemede ikinci sıradayız. Zaten benim sırtımdan çok kişi zengin oldu. El altından benim filmlerimi satıyor. Nereden biliyorsun dersen, o zengin olan insanlar beni yemeğe davet etti. “Sizin sayenizde zengin olduk. Bodrum katında başladık, şimdi beş şubemiz var” diye.
•
Eski filmlerden telif alıyor musunuz?
Yok. Bitti artık. Hiçbir şey kazanmıyorum.
•
Nasıl geçiniyorsunuz?
Ben artık sinema yapıyorum. inşallah sinema sektöründe devam etmek istiyorum. Bu filmi seri yapacağız. Televizyon dizisi de olabilir. Ben aslında “Şahin K. Şov” diye bir program yapmayı da düşünüyorum.
•
Nasıl bir program?
Şahin K. olarak ülkeleri geziyorum. insanlarla tanışıyorum. Vücut dilim çok güzeldir benim. Yabancı dilim olmasa da anında kaynaşır anlaşırım. Amacım dünyadaki insanları tanıtmak. Daha doğrusu kadınları tanıtmak. Onlarla kaynaşıp yani, böyle bir program. Mesela bizim Türk erkeklerini yanlış tanıyorlar. Bunlara Türk erkeklerini gerçek olarak tanıtmak lazım. Önce çekiniyorlar ama tanıdıktan sonra sarılıp bırakmıyorlar yani.
“Beni gören gülmeye başlıyor”
•
Ünlü olmak nasıl bir his?
Hoşuma gidiyor. Artık herkes beni tanıyor. Bir mekana girdiğim zaman bakıyorum tanıyanlarda hemen bir tebessüm oluşuyor suratında, hemen gülmeye başlıyor.
•
Rahatsız edici değil mi o tebessüm?
Tam tersi ben memnun oluyorum. O insanlar sayesinde buraya geldim. Televizyonda şov yapıp dizide oynamadım. internet sayesinde buralara geldim. insanlara minnet borcum var.
•
insanlar size neler söylüyor, nasıl yorumlar yapıyor?
O kadar güzel yorumlar yapıyorlar ki. “Şahin ağam” diyor, “Baba” diyor. Şu anda mesela Facebook’ta beni babası olarak kaydetmiş bir sürü genç var. Baba olarak bana hitap ediyor. Babamdan çok seviyorum diyor seni. Beni bu çok sevindiriyor.
“Üçümüzü görünce adamın dili tutuldu”
•
“Günah Keçisi” filmiyle ilgili düşünceniz nedir?
ilgi beni çok memnun ediyor. Fragmanlar tıklanma rekoru kırıyor. Biz tepki çekecek bir film yapmadık. içimiz o kadar rahat ki… Yaptığımız işe güveniyoruz. insanların kafasında bir şeyler oluşabilir. Önce filmi izlesinler, ondan sonra yorumlasınlar. izlemeden isimlere ve geçmişe bakarak yorum yapmasınlar.
•
Nuri Alço ve Tecavüzcü Coşkun’la muhabbetiniz nasıldı?
Bu film sayesinde tanıştık. Çok güzel sohbetimiz oldu. Bir gün sete giderken arabayla durup adres sorduk. Adam bir baktı ki içeride Şahin K., Nuri Alço ve Coşkun… Öylece durdu konuşamadı.
“Zamanında en kralını yaptım, şimdi mütevazı yaşıyorum”
•
Şu anda nerede yaşıyorsunuz?
Almanya ve Türkiye arasında. Ailem, eşim, kimsem yok. Yabancı ve Türk arkadaşlarım var ama ben genelde yabancılarla takılmayı seviyorum.
•
Nasıl bir hayatınız var? Çılgın partiler falan var mı?
Yok. Hayatım çok mütevazı geçiyor. Öyle partiymiş, kulüpmüş ben pek sevmem. Büyük bir davet olursa ya da tanıdık biri çağırırsa giderim. 10 senedir yapacağımızı yapmışız zaten.
•
Ne yaptınız?
işte en kralını yaptık yani.
•
Tatile çıkar mısınız?
ispanya’ya, ibiza’ya giderim. Ukrayna’da Odessa var, oraya giderim. Gezmeyi severim. Türkiye’yi tanıtıyoruz yani. Orası çok güzel bir yer.
•
Yalnız mı çıkıyorsunuz tatile?
Yok canım, buluruz yani…
“Kimse Kemal Sunal’ı geçemedi”
“Recep ivedik’i bana benzetenler oldu, çok oldu. Şahan da komik bir arkadaşımız. Ben filmi beğendim yani. Ama şunu söyleyeyim, film olarak Kemal Sunal’ın üzerine kimse çıkmadı. Onun yaptıkları en güzel filmlerdir.”