1. 501.
    +3
    hoş sohbet bir akşam yemeği oldu. üstüne de keyfine doyum olmayacak cinsten bir çay keyfi. bir ara evi gezdirdi bana sevcan. evin çalışanları ile tanıştırdı.

    sevcan'ın annesi üzerime çok düşüyordu. sürekli beni rahatsız eden övgü dolu bir sürü gereksiz söz. herhalde bundan olsa gerek, ki çalışanlarla tanışırken yüzlerindeki hayranlık ifadesi. sanırım tüm gün evde olan safiye hanım, çalışanlarına benim hakkımda bir şeyler söylüyordu ki bu yüz ifadelerine şahit oluyordum. bunları gördükçe daha çok mahcup olduğumu hissedip renkten renge giriyordum.

    daha sonra sevcanla ikimiz bahçedeki tamamen ahşaptan yapılmış bir kamelyada devam ettik türk kahvesi eşliğinde muhabbetimize. bir ara,

    - muzaffer'i çok mu seviyorsun? diye sordum.

    - evet, dedi.

    - her şeyi ile onu tanıdığına inanıyor ve güveniyor musun? diye sorarken sanırım biraz tedirgindim ses tonumla.

    - muzaffer benim nazarımda çok iyi birisi serhan. ona her bakımdan güveniyorum. tanıma meselesine gelirsek, hala tanıma aşamasındayım. bak mesela yakın örneği silah mevzusu. çok korkuttu beni. ama her zaman da kibar, ilgili, kol kanat geren, sadık biri oldu bana. okuldaki tüm arkadaşlarımla tanıştırdım onu, bir tek sen kaldın tanıştırmadığım. ama seni de tanıştıracağım.

    derken oldukça neşeliydi yüzü. ben de bunu bozmak istemediğimden,

    - inşallah!..

    demekle yetindim.
    ···
   tümünü göster