1. 1.
    +3 -3
    200 metrelik yolu sessizce yürüdük. yine de çekingenliğinin farkındaydım. eve geldiğimizde ne yapacağını bilmez bir şekilde kendini koltuklardan birine bırakıverdi. hala hıçkırıyordu. evet iyi giyinimliydi, ailesinin durumu iyi olmalıydı. gözlerini kapadı başını arkaya yasladı.

    ben de mutfağa geçip sıcak sütlü kahve hazırladım. dudakları soğuktan mosmor olmuştu, elleri kızarmıştı, beti benzi bembeyaz olmuştu. içimden "her halde yarım saat daha kalsa donardı" diye geçirdim.

    sütlü kahveyi benden alırken elleri titredi. polar battaniye getirdim kendisine üstüne örtmesi için. kahvesini yudumlarken konuşmak istedi ama dişleri kenetlenmişti, zorlandı. kendini yormamasını rahatına bakmasını söyledim.
    ···
   tümünü göster