+6
-1
Perşembe günü, malum gün geldi çattı nihayet..
Öğlen 11 gibi ebru ile parkta buluştuk, arabayla gelmiş, ama eğer yorulmazsa tüm yolu yürümek istediğimi söyledim, sonra kordonda bir yere otururduk nasılsa.. hava güzeldi..
Teklifimi kabul etti, ağır tempoda, parktan, meydana kadar yaklaşık iki saatte konuşa konuşa yürüdük..
Yolda pamuk şeker aldım buna, boyoz aldık.. çocuklar gibi şen.. kelebek gibi, bir o yanımda bir bu yanımda.. mütemadiyen gülümsüyor..
Daha şimdiden bu kadar keyfi yerindeyse, o keyfi kaçıracak bir dış etken olmadığı takdirde, gece tamamen zevkten dört köşe olacaktır, partide tüm dostlarını bir arada görünce..
Onu mutlu etmek..
Dünyanın en güzel meşgalesi bu olsa gerek..lan.. kız gülümseyip duruyor be..cıvıl cıvıl.. saçları hafif rüzgarda dalgalanıyor, bazen yüzüne düşüyor, elimle kibarca yeniden kulağının arkasına atıyorum onları..kah kol kola, kah el ele.. omuz omuza.. eller belde, yürüdük..
Epey yürüdük..iki saate yakın işte dediğim gibi..
“nasıl, yorgunluk var mı? :p”
“yavaş yürüdüğümüz için pek yok, ama bir yerlere otursak iyi olur, enerjimizi saklayalım ;)”
Enerjimizi saklayalım?..ehehe.. ufaktan imalı şekilde söyleyince bir tuhaf oldu içim.. sırıtabildim istemsizce (:
Biraz geri yürüyüp banklardan birine oturduk denize karşı.. ıımm…çok güzel bee…etrafta yürüyüş yapan insanlar.. griye çalan bir gökyüzü.. ılık bir esinti.. herkes mutlu gibi sanki…kartpostaldan alınma bir an gibi sanki.. dingin..huzurlu.. resim gibi bir an…tablo gibi..
Biraz sonra tavşancıya yakalandık.. illa fal bakacakmış, niyet çektirecekmiş bize..ben de ebrunun tavşanı kucağına almasına izin vermesi halinde ikimiz için de ikişer tane çekmeye razı oldum..zor pazarlıktı, adam tavşanı vermiyor lan sanki yiycez.. gerçi benim tavşan yemişliğim var, ananem vurmuştu bayırda, tadı güzeldi..(x
uyduruktan fallara bonus olarak ebru 10-15 dakika kadar tavşan sevdi,ben de kulaklarıyla oynadım,
Mesela bak, o kulağı böyle arkaya doğru yatırırsan, öyle kalıyor, sanki, arkaya doğru kalıp halinde jölelenmiş, orta uzunluktaki keko saçı gibi..(:
Dikeltirsen, dik kalıyor bu sefer,
Birini diktim, birini yatırdım, öyle kaldılar.. ikisini kaldırıp yana doğru ayırdım, kocaman bir “v” harfine dönüştü bu sefer kulaklar..
Adamla ebru gülüyorlar,
“maymuna çevirdin hayvanı yaa (:”
“kulaklar süper la baksana ahaha..”
“sinir yokmuş tavşanın kulaklarında biliyor muydun?”
“yoo.. nasıl yok be?”
“yok işte.. hani kulaklarından tutup kaldırıyorlar ya, acımıyormuş o zaman.. bilmiyorken içim gidiyordu benim hayvana işkence yapıyorlar diye”
O ara adam tavşanı kulaklarından tutup tekrar tezgahının üzerine alınca, bizimki yine ufak bir hayret ve endişe ünlemi koyverdi,
“hala öyle hissettiriyor gibi sanki? (:”
“ayy alışamadım ben bir türlü, acıyormuş gibi geliyor :/”
Halinden memnun görünen tavşan ve sahibine teşekkür edip yolcu ettik kendilerini (evet tavşana da teşekkür ettik.. ebru etti yani.. )..
“tavşan oldu ellerim” dedi neşeyle parmaklarını açarak
“gel bir yere oturalım yıkarsın (:”
“gidelim (:”
“maşallah bugün keyfin süper gibi..hep böyle kalması için elimden geleni yaparım” deyip sevgiyle gülümsedim..
“genelde de öyle aslında.. senin yanındayken özellikle..ben çaktırmıyorum..ama bugün doğum günü çocuğu olarak biraz şımarmak istedim?
iyi mi? (:”
“süper…şımarık halin buysa, her zaman şımarabilirsin (:”
“aa ama daha yeni başlıyor gün ona göre ;)”
“bence de” dedim, sarıldım, alnına bir öpücük kondurdum.. gözlerimi gözlerine indirince, bana sevgiyle bakan masum bir kız çocuğu gördüm..
Bu kadar naif olmak zorunda mısın sen? (:
Tümünü Göster