çok düşüdndüm anlatıp anlatmamak için

su deposuna yaklaştıkça kalbim korkudan yerinden fırlayacak gibi oluyodu. iyce yaklaştık. köpek falan yoktu. anahtarları denedik ve yanılmadı ali. biri açtı kapıyı. içeri girdik. depoda ağır bi koku vardı. ali bunun altı kuyu biliyo muydun dedi? az çok dedim. kapağı açtı bak dedi. taş attık içine ses gelmedi kurumuştu. kapagı kapadı tekrar üstüne halıyı çekti. dediğim gibi ev de ağır bi koku vardı. bi kaç resim gördük. çobanla karısı düğünde. çoban gayet mutlu görünüyodu kadının yüzünde ise osman amcanın anlattığı ifadeye benzer bi ifade vardı. resimlerden biri dikkatimi çekti. düğün fotografında çobanla kadının oğlu olan küçük çocukta vardı. allah allah alii baksana lan dedim resmi gösterdim o da çok şaşırmıştı nasıl olur lan dedi. ben de çocuk kadının ya da çobanın ilk eşinden falandır olum heralde dedim. alii heeee dedi resmi bıraktık. sanki o doğumun izleri hala ordaydı. gece gördüğüm ışığın gerçekliğini test etmek istedim. elektrk şartelini kaldırdım. düğmeye bastım ve aynı gece gördüğüm gibi yandı hemen söndü. aklım başımdan gitti ali gördün mü dedim. neyi dedi. olum ışık yandı söndü . yok olum salak mısın korkutma beni dedi. daha ne kadar korkacaz olum dedim. inanmıyosan bas düğmeye dedim ali bastı. hiç bişey olmadı. bi an bu benim paranoyam mı diye düşündüm ama gördüklerimden emindim. kadının elbisesini elime aldım öylece baktım kurumuş kan lekeleri vardı. o dehşeti düşündüm. ali hadi gidelim olum geç oldu yarın bidaha geliriz dedi. tamam dedim tam kapıya yöneldik köpek havlamaya başladı. pencereden dışarı baktık bu sefer başka bi köpek vardı dışarda ilk gördüğümüze benzeyen. içerde kaldık ...