çok düşüdndüm anlatıp anlatmamak için

ali amca boşver şimdi orayı ya dedi endişeyle. ben iyice işkillendim. anlat osman amca merak ettim dedim. osman amca anlatmaya başladı ; biz çocukken daha hayvancılık daha yayıgınken köyde herkesin sığırları vardı. herkes kendi sığırlarıyla ilgilenirdi ama sığırların yayılması daha otlak yerlere zütürülmesi için yozgattan bi çoban getirtti babam tanıdık vasıtasıyla. çoban otuz otuz beş yaşlarında bi adamdı. çok tuhaf bi adamdı. kimseyle konuşmaz, işini yapar çekilirdi köşesine. tek yaptığı durmadan ağzını kıpırdatarak bişeyler tekrarlamasıydı. biz çobandan çok korkardık.ilk zamanlar ahırda kalıyodu sonraları ahali pek razı gelmedi ahırda kalmasına. o zamanda vardı bu su deposu. belediye yaptırmış bunu ben bilmem ne zamansa artık. orayı temizledi köylü üç beş parça eşya konuldu. haa çoban evliymiş oraya geçince yozgattan karısını da yanına çağırdı. orda yaşamaya başladılar. küçük bi çocukları vardı. aradan 1 sene geçti çobanın karısı hamileydi karnı burnuna gelmişti. o gece sabah ezanından önce kapımız deli gibi çalmaya başladı.