0
Mantık iki yönde işlediğinde anlaşılıyor intihar kavrdıbının doğallığı ve bunda bir sebep aramanın boşunalığı.Şöyle diyor Charles Bukowski :
"herşeyin anlamsız olduğunu farkettiğiniz zaman bunun ayrımına varmış olmanız, yaşdıbınızı anlamsız olmaktan kurtarır aslında.ne demek istediğimi anlıyor musunuz ? benimkisi iyimser bir kötümserlik.."Burada bahsi geçen "uyumsuz" kavramı için güzel bir açıklama olabilir "ayrımına varmış" olmak.
Yani uyumsuzluk, aşırı bilinç halidir bir bakıma. intihar da "çabalamaya değmez" demektir. Uyumsuz kişi ,varoluşunu varolmaya değer bulmamaktadır.
işte burada sorun intihar edip etmeme kararsızlığı meselesidir.
Camus, intihar meselesini mitolojik bir dosttan yardım alarak çözmeye çalışır. Kendilerini horgördüğü için tanrılar tarafından bir kayayı dağın tepesine kadar taşımakla cezalandırılan sisifos'tur bu.Taş her seferinde ağırlığı yüzünden tepeden aşağı yuvarlanmaktadır.Bu da sonsuza kadar devam edecek bir kısır döngüdür.
Sisifonun çabası muhakkak ki başkaldırısındandır. Alınyazısını küçümseyen, yaşama karşı bir başkaldırı. Onun bu çabası ile görürüz ki ;tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insan yüreğini doldurmaya yeter.
Camus der ki; tercihsizlik de bir tercihtir. Yani yaşamak için bir sebebinin olmaması intihar için bir gerekçe değildir. Uyumsuz,intiharı acınası bir kabullenme olarak görür ve yaşamın gülünçlüğüne rağmen yaşamın içinde olmaktan kaçınmaz.
Şu da var ki bir edebiyat eserinde intiharı övmek doğru mudur, bunun sonuçları ne olabilir? Kuşkusuz kalem güçlü bir silahtır. Burada çok net bir biçimde Goethe'den ayrılır Camus.
Goethe, Genç Werther'in Acıları'nda;Sevdiği tarafından ikinci plana atılan umutsuz aşığın intiharına seyirci kalmış,bu sayede kendi melankolisinde boğulmakta olan genç werther'in acılarını dindirmiştir, onu öldürmekten kaçınmamıştır.Bu yüzden ikinci baskının önsözüne not düşmek zorunda kalmıştır."siz ,adam olun da beni izlemeyin,siz yalnızca siz olun