nasıl piç oldum anlatıyorum

Berkay 10-15 dakika sonra bozuk bir yüz ifadesiyle geldi, genele hitap eder gibi, ama bana bakarak konuştu,

“abi banyoyu.. kullanacaklar ama? Kullanabilirler demi?” dedi süklüm püklüm..

“zütlerine soksunlar” der gibisinden bir hareket yaptım..

Sonra yanıma gelip oturdu suçlu çocuklar gibi..

Muhabbet dönmeye başlayınca da gürültüden faydalanıp fısıldadı,

“abiğğ ben senin çarşafları değiştirdim.. odanı da camı açtım havalandırdım.. valla çok ayıp etmişler benim kusura bakmaz.. demi?..çok ayıp valla yani, hayvanlık..”

“tamam aga gibtir et” dedim omzunu sıvazlayarak..

Yeterince ezilip büzüldü bence.. daha fazla üzerine gitmeye gerek yok.. zaten bir daha da muhabbet kuşu bile sokamaz bu eve.. giberim onun dümenini..

Neyse bir yarım saat sonra filan da bu gibikler geldi salona, orada yaşanan negatif esintiyi anlatmakla, tarif etmekle uğraşamayacağım şimdi inanın.. çok taktan bir durum…yani o adamın da, kızın da yerinde olmak istemezsiniz emin olun..amk salakları…

Herkes salondayken ve iyisiyle kötüsüyle konuşmaya çalışırken gidip odamı bir kontrol ettim.. huurnun tokası mokası bir taku kalmasın içerde, ebru zütüme sokar sonra onu..

Sağa sola, aralara bakındım..iyi bir kalıntı yok.. çarşafı kaldırıp yatağın yüzeyine de baktım..bir kirlilik, deformasyon vb. görünmüyor..ama ben ıslak mendiller siler, yıkar, parfümlerim buraları millet gittiksen sonra…

Yedek yastığı da dolaptan çıkardım, öbürünü yıkarım..ya da atarım…belli olmaz..

Görün, bakın, nasılım ama? Peygamber sabrı var demi bende? Ha?..şimdi benim yerimde başka bir adam olsa, berkayın da, o amcıkların da ağzına yüzüne sıçması lazımdı.. hatta, daha geceden, kendi yatağında bastığı an sıçardı..

Ama ben kendimi tuttum.. niye ki, arkadaşımızı kırk yılda bir, bir şey istemiş bizden, rencide olmasın, zor duruma düşmesin diye..

Aaah ah…

Yumuşak huyluyum deyince inanmayanlara gelsin bu partlar…

Ben odadayken zil çaldı..

Alperle nuriş geldi herhalde..

Diye düşünmüştüm ben..

Ama kim gelse beğenirsiniz?

Koridora çıktığımda, berkayın ebruyu içeriye buyur etmekte olduğunu gördüm,

“hoş geldin yinge (:”