1. 1.
    0
    insanoğlunun ilk uzaya açılıp aya gitmesiyle uzay çağı başlar. uzay
    çağı dünyalılar için bir ilerleme çağıdır; binlerce yıl böyle yaşamışlardır.

    uzay çağı geçmiş, zaman
    ve yaşam galaksi çağına ulaşmıştır. yüzbinlerce yıl geride kalmış, dünya
    ve gezegenler sistemi uzayda galaksi sistemine dönüşmüştür. medeniyetler,
    tarihler geride kalmış, insanlar ilk çağlardaki gibi basit yaşamla yetinmeye
    başlamışlardı. ve bütün güçleriyle ölümsüzlüğü bulmak, devamlı yaşamı
    sağlamak için amansız bir çalışma ve mücadeleye girişmişlerdi. bu çağlarda
    dünya milletleri, medeniyetleri, ırkları, dinleri ayrı devletler halinden
    çıkıp tek bir varlık haline geldiler. tek bir dünyalının yayışları ve
    kavimleri galaksi çağının dünya insanlarını meydana getiriyordu.

    dünya çılgın bir nükleer
    silahlanmanın sonucu olarak yokolma tehlikesiyle karşı karşıya gelmişti.
    dünya bu gibi tehlikeleri bir kaç kez geçirmiş, hiçbir kuvvet dünyayı
    yok edememiş fakat dünya bazı zamanlarda parçalara ayrılmış, dünyadan
    kopan parçalar uzayda meteor taşları haline gelmişti.

    bazı gezegenlerde hayat
    devam etmekte, yaşam sürmekteydi. ama nükleer savaş çok hızlanmıştı.
    hükmetmek, daha güçlüolmak için bu güzel, mutlu dünya delice parçalanırken
    birden gizli ve çok güçlü bir düşmanla karşı karşıya kalındı.

    beş milyar yıl önce
    ışın ve enrjiden madde haline gelen dünyamız galaksi çağında lazer ışınlarının
    etkisiyle toz bulutları haline gelip parçalanmaktadır.

    bu düşman kimdi?
    hangi galaksideydi?

    bütün dünyalılar bu
    tehlikeye karşı tek bir silah kullandılar: insan beyin gücü ve iradesiyle
    birleştirilmiş bir tabakayla karşı koymaya başladılar.

    insan beyin moleküllerinin
    sıkıştırılmasıyla oluşturulan bir tabaka dünyayı koruyordu. dünya her
    saldırı karşısında toz bulutu haline gelmekte, önündeki koruyucu kalkanın
    arkasına sığınmaktaydı.

    bu kalkanı delecek tek
    güç insan beyni ve iradesiyle yaratılacak bir silahtı. ama gerçekte
    galakside bulunan dünya düşmanları silahları ne kadar güçlü olursa olsun,
    beyinleri yoktu. *dünya ve insanın değeri sonsuzlukta en büyük silahtı.

    dünyalılar bu bilinmeyen
    düşmanı aramaya başladılar. ama ne yazık ki gönderilen hiçbir savaşcı
    geri dönmedi.

    dünyalılar toplandılar,
    kavimler biraraya gelip çare aradılar. tek çare düşmanı bulup savaşmaktı.
    en güçlü, en büyük iki türk savaşçısı ve diğer dünyalılar uzaya açılıp,
    bilinmeyen düşmana savaş ilan ettiler.

    bazı dünyalılar bu savaşa
    katılmadılar. fakat hayal güçlerini gerçek ve mantıkla birleştiren her
    insan bu savaşa katılıp kazanmak azmindeydi.”
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster