1. 51.
    0
    üniversitedeki öğretim görevlisini kahpenin anlattığı kadar az buçuk tanımıştım,su katılmamış, katı katı çırpılmış bir huur çocuğuydu.

    ziraat bankasından burs çekecek gariban öğrencileri iş bankasından alakasız bir şekilde işte üniversiteli kartlarından aldırmak zorunda bırakıyordu. eğer öğrenciler o kredi kartlarını alıp kapitalizmin tc kimlik numaralarını alınlarına yapıştırmazlarsa burslarını alamayacaklarını söylemişti bin.

    240 liralık burs için 300 lira limitli kredi kartı satıyordu öğrencilere, bildiğin pazarlıyordu öğrencileri bu bankacı olup paramızı koruyacak huur çocuklarına.

    bankacılar da zaten öğrencilerin bu kredi kartının dıbına koyacaklarını biliyorlardı.bir bankacı arkadaşımla konuşmuştum bu konu hakkında yakın zamanda. " abi zaten kredi kartını ödeyemeyecek insanlara satıyorlar, öğrenci adam da her daim sıkışık, öyle ya da böyle kullanacak o kartı, ödeyemeyecek asgarisini ödeyip kurtulmaya çalıştıkça daha da büyüyecek, banka da gencecik çocuklardan milyarlarca para kaldıracak " demişti. harfiyen hatırlıyorum.

    eğer üniversiteye başladığınızda böyle bir olayla karşılaşırsanız reddedin.o bursu kazandıysanız gibe gibe vereceklerdir ve hiç bir bankanın hiç bir güvencesine güvenmeyin. hepsi huur çocuğu, müslümanız diye gezen bankasya bile, yeşil bir huur.

    uzattım yine sinirden, neyse .

    kısacası öğretim görevlisi olacak şerefsizin porselen dişlerine limon sıkacak kadar sinir küpü olmuştum o kafayla. ferat gelmese de ben gidip uykusundan kaldırıp zütünden para çekme kartımı geçirmek istiyordum. ancak hala içimde uktedir bu durum.

    feratla evden çıktık, ağzımızda cigaralar evin dışarısında, uzkop mezarlığın karşısında bir duman aldık, karşı kaldırımdan birisi geçiyordu, yanımıza yaklaşıp seslendi " usta ateş var mı ? "

    var desek dert yok desek dert.bu saatte bu kasabada bir kişi sizden ateş istiyorsa sıkıntı vardır.var dedik gel,gel de dıbına koyalım.
    ···
   tümünü göster