+1
Yaklaşık aynı saniyede marketin önündeydik. Yağmurda yağmıyordu sanki yukardan su tabancasıyla ateş ediyolardı neyse. Daha birkaç gün önce çorap alıp çıktığım markette şimdi sevdiceğimle ev alışverişi yapıyorduk. Dışarıda bulunması zor olan ve pahalı olan malzemelerden “soya sosu ve noodle’ın paketini” evden bim poşetinde getirsemde bu konuda herhangi bir tedirginlik yaşamadan market arabasını sürmeye devam ettim. Nidanın memelerinden çok evlensek böyle çocuğu market arabasında ben gezdirsem o alışveriş yapsa hayalleri içindeydim, tamamladık alışverişi ve çıktık marketten.
Bu sırada karşı yönden gelen aysu çelik yönetimindeki Sibirya kurduna hatalı solama sonucu kafadan çarptım. Bu aysu nidanın daha yakın arkadaşı ama benim de tanıdığım kaşar bi karıydı. Tek sorunu kendini adriana lima sanmasıydı. Hafif atıştıran yağmurda ve o soğuk havada kahverengi mini eteğiyle çıkmış zütünü yaya yaya köpek gezdiriyordu. Ancak inanın o tipiyle güzel bir hatundan çok tarkana benziyordu. Atıl kurt dese ne komik olur lan marsın kılıcı ahah falan diye kendi kendime lise esprileri yaparken konuşmaya selam dışında dahil olmadığımı fark ettim. Biraz kulak verince öpmek için zütüme trafo soksunlar diyeceğim bal dudaklardan sende gelsene lafını duyar gibi oldum.
Şaka değil amk nida, aysuyu romantik aşk yuvamıza davet etmeye çalışıyordu. Çok bozuldum amk ben ne kadar ciks düşünsem de romantizm de yaşatıyordum kafamda ama o bunu gibmek için benim istemeyeceğimi bile bile bu karıyı da davet etmişti. Moral bozukluğumu suratımı istemsiz asarak belli ettim. Aysudan gelen cevap -şimdi hürremle bu kapışırlar siz gidin ben belki uğrarım oldu. Benim de davet etmemi bekledi büyük ihtimalle ama gibimde bile değildi o saniye.