1. 1.
    0
    Roma imparatorluğu, Roma Cumhuriyeti'nin Augustus liderliğinde M.Ö. 1. yüzyılda yeniden örgütlenmesiyle kurulan antik Roma devletidir. Uzun yıllar Akdeniz çevresinde hüküm süren Roma imparatorluğu, Kavimler Göçü'yle başlayan karışıklıklardan sonra M.S. 395 tarihinde doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı kısmı (Batı Roma imparatorluğu) 476 yılında Kavimler Göçü'nde Avrupa'ya gelen Kuzey Kavimlerinin saldırıları sonucunda yıkılmış, doğu kısmı da varlığını Doğu Roma imparatorluğu veya Bizans imparatorluğu olarak 1453'de Fatih Sultan Mehmet'in istanbul'u fethine kadar sürdürmüştür.

    "Roma imparatorluğu" ünlü Latince Imperium Romanum'un Türkçe'sidir. Bu deyişte imperium sözcüğü bir bölge, vilayet anlamında kullanılmaktadır. Roma imparatorluğu Avrupa'nın Romalıların egemenliği altında kalan kısmı için kullanılan bir isimdi, denilebilir. Aslında Roma kent sınırlarının aşılması ve yayılma politikası imparatorluk döneminden çok önce başlamıştı. Roma imparatorluğu en geniş olduğu dönemde yaklaşık 5.900.000 km2 büyüklüğündeydi. Avrupa tarihinin "klagib antikite" dönemindeki en geniş imparatorluğuydu.

    Augustus'un otokrasisinden yüzyıllar önce Roma (Roma Krallığı ve Roma Cumhuriyeti) zaten italyan Yarımadası'nı aşmış, önemli rakiplerini yenilgiye uğratmıştı. Augustus'un reformları Roma devletini bir imparatorluğa çevirmiş, 3. yüzyılın sonlarındaki Diokletian reformuna kadar sistem büyük oranda değişmeden devam etmiştir. Diokletian reformu imparatorluğu tetrarşiye dönüştürmüştür. Her ne kadar Diokletian'ın sunduğu politik sistem kısa bir süre boyunca varlığını korusa da, imparatorluğun ikiye bölünmesine yol açmıştır. Bu da Roma'nın egemenliğinin iki yüzyıl daha boyunca, Doğu ve Batı Roma imparatorluğu olarak sürdürmesine olanak sağlamıştır.

    Batı imparatorluğunun geleneksel çöküş tarihi 4 Eylül 476'dır. Yaklaşık binyıl sonra, 1453'te, daha çok Bizans imparatorluğu olarak anılan Doğu Roma imparatorluğu Osmanlıların egemenliğine geçmiştir. Augustus'tan Batı imparatorluğunun çöküşüne kadar Roma Batı Avrasya'da egemen olmuş, nüfusun yarısını barındırmıştır.
    Konu başlıkları
    [gizle]

    * 1 Roma imparatorluğu'nun gelişimi
    * 2 ilk imparator
    * 3 Cumhuriyetten imparatorluğa: Augustus (M.Ö. 27 - M.S. 14)
    o 3.1 Kaynaklar
    * 4 Julio-Claudian Hanedanı (14-68)
    o 4.1 Tiberius (14-37)
    o 4.2 Caligula (37-41)
    o 4.3 Claudius (41-54)
    o 4.4 Nero (54-68)
    * 5 Dört imparator Yılı
    * 6 Flavius Hanedanı (69-96)
    o 6.1 Vespasianus (69-79)
    o 6.2 Titus (79-81)
    o 6.3 Domitianus (81-96)
    * 7 Antoninler (96-180)
    o 7.1 Nerva (96-98)
    o 7.2 Trajan (98-117)
    o 7.3 Hadrianus (117-138)
    o 7.4 Antoninus Pius (138–161)
    o 7.5 Marcus Aurelius (161–180)
    o 7.6 Commodus (180-192)
    * 8 Severuslar hanedanı (193-235)
    * 9 Üçüncü Yüzyıl Krizi (235-284)
    * 10 Diocletianus ve Tetrarşi (235-284)
    * 11 Konstantin hanedanı (305-363)
    o 11.1 Konstantin ve oğulları
    o 11.2 Julianus ve Jovianus (361-364)
    * 12 Valentinianus Hanedanı (364-392)
    o 12.1 Valentinianus ve Valens
    o 12.2 Edirne Savaşı (378)
    * 13 Theodosius hanedanı (379-457)
    o 13.1 Batıda huzursuzluk
    o 13.2 imparatorluğun son kez bölünmesi
    * 14 Batıdaki imparatorluğun çöküşü ve yıkılışı (395-476)
    * 15 Doğu Roma imparatorluğu (395-1453)
    * 16 Ayrıca bakınız
    * 17 ilgili filmler
    * 18 Notlar

    Roma imparatorluğu'nun gelişimi [değiştir]

    Geleneksel olarak tarihçiler imparatorluğu Principatus ve Dominatus olarak iki döneme ayırırlar. Principatus Augustus'un iktidara gelmesinden Üçüncü Yüzyıl Krizi'ne kadarki dönemi, Dominatus ise Diocletianus'tan batı imparatorluğunun yıkılışına kadarki dönemi kapsar. Bu ayrıma göre Principate (Latince "birinci vatandaş anldıbına gelen princeps kelimesinden gelir) döneminde mutlakıyetin gerçekleri resmî olarak cumhuriyetçi yapının ardında saklanırken Dominate (Latince "sahip" ya da "efendi" anldıbına gelen dominus kelimesinden gelir) döneminde altın taçlar ve ihtişamlı imparatorluk törenleriyle açıkça gözler önüne serilmiştir. Daha yakın dönemlerde tarihçiler aradaki farkın daha ince olduğuna karar vermişlerdir. Bazı tarihi yapılar bin yıldan uzun süre devam ederek Doğu Roma dönemine kadar sürmüş ve emperyal ihtişamın görüntüsü imparatorluğun ilk günlerinden itibaren yaygın olmuştur.
    ilk imparator [değiştir]

    Roma'nın ilk imparatorunun kim olduğuna dair kesin bir yanıt vermek mümkün değildir. Tamamen teknik açıdan bakıldığında net olarak bir "ilk imparator"dan bahsetmek kolay değildir zira bu unvan Roma'nın anayasal sisteminde bulunan resmî bir konum değil farklı rollerin birleşmesinden oluşan bir pozisyondu.

    Jül Sezar bir Dictator Perpetuus (yaşam boyu diktatör) idi. Bu Roma Cumhuriyeti'nde resmî bir pozisyon olan diktatörlüğün kural dışı bir biçimiydi. Yasalara göre normalde bir diktatörün yönetimi asla altı aydan fazla olmazdı. Bu yüzden Sezar tarafından oluşturulan diktatörlük biçimi Roma Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri ile oldukça çelişiyordu. Ancak ne kadar kural dışı olursa olsun resmî olarak yetkileri bu cumhuriyet unvanına dayanıyordu ve dolayısıyla da kendisi bir cumhuriyet yetkilisi olarak kabul edilir. Hiç değilse kendisi öyleymiş gibi davranıyordu. Aralarında birçoğu kendisi tarafından merhamet göstererek bağışlanmış eski düşmanlarının da bulunduğu bir dizi senatör Sezar'ın kendisini kral ilan edip bir monarşi kurmasından giderek endişe duymaya başlamışlardı. Bu yüzden Sezar'a suikast düzenlemek için bir komplo hazırlamışlar ve M.Ö. 44 yılının 15 Mart günü diktatör suikastçilerin bıçak darbeleriyle öldürülmüştür.

    Sezar'ın siyasi vârisi, ablasının torunu olan Octavianus selefinin hatasında ders çıkarmış ve hiçbir zaman herkesin endişe ettiği diktatörlük unvanı için bir talepte bulunmayarak çok daha dikkatli bir biçimde iktidarını cumhuriyetçi yapıların ardında gizlemiştir. Bunun amacı cumhuriyetin onarıldığı hülyasını beslemekti. Octavianus kendisine Augustus (soylu, yükseltilmiş kişi) ve Princeps ("Roma Cumhuriyeti'nin birinci vatandaşı" ya da "Roma Senatosu'nun baş lideri" anlamında) gibi unvanlar edindi. Princeps devlete iyi hizmette bulunanlara verilen bir unvandı. Pompey de bu unvana sahipti.

    Bunlara ilaveten Augustus'a meşe ve defne yaprağından yapılmış çelengi giyme hakkı da verilmişti. Ancak şunun altı çizilmeli ki bu unvanların ya da çelengin hiçbiri Augustus'a resmî olarak ilave güçler ya da otorite kazandırmıyordu. Resmî olarak kendisi yalnızca fazlasıyla değer verilen Roma vatandaşı bir konsüldü. Augustus, Marcus Aemilius Lepidus'un M.Ö. 13'te ölmesinin ardından Pontifex Maximus da oldu. Augustus bir dizi ilave, sıradışı gücü çok fazla unvan talebinde bulunmadan elinde topladı. Nihayetinde ihtiyacı olan şey unvanlar değil yetkinin kendisiydi.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster