+1
Egzistansiyalizm;tamamıyla egzistansiyalist felsefe üzerine oturtulan ve insanın varoluş problemini edebiyat yolu ile geniş kitlelere aktarmayı esas alan sanat/edebiyat akımıdır.
Varoluşçuluk, diğer birçok akımın tersine, bireye genel bir kavram gibi yaklaşmaz, onun öznelliğini nesnelliğin üstünde tutar. Varoluşçuluğa göre, hayatın anlamı ve bireyin öznel tecrübesiyle ilgili sorular diğer bütün bilimsel ve felsefik uğraşlardan önemlidir.
Varoluşçuluk genelde kötümserlik, bulantı, özgürlük, başkaldırış ve umutsuzluk felsefesi olarak düşünülür. Varoluşçuluk Kierkegaard, Dostoyevski, Nietzsche (daha farklı bir biçimde olsa da), Sartre, Camus Heidegger ve günümüzde Milan Kundera ile birlikte anılır.
isminden de anlaşıldığı gibi bireyin varoluşunu, özünden üstun tuttuğu için aynı zamanda topluma bir karşı çıkışı da içerir. Butun zaaflarıyla birlikte insanı ereklerini seçişinde özgür tutar. kendi içlerinde 2 ye ayrılırlar; -- dine bağlı varoluşçuluk --tanrısız varoluşçuluk
* kötümser bir felsefe olan egzistanyalizme göre insan bunaltıdadır. Bunaltının temel kaynağı da insanın sınırlılığı ve yoklukla yüzyüze bulunması ve seçme hürriyetindendir.
* 'ÖZ,varoluştan önce gelir' düşüncesini reddeder. 'Varolma; öz/cevherden önce gelir'düşüncesini savunurlar.
Dine bağlı Varoluşçuluk:
* Sören Kierkgaard
* Gabriel Marcel
* Karl Jaspers
* Karl Barth
Tanrısız Varoluşçuluk:
* Jean Paul Sartre
* Albert Camus
* Simon De Beauvoir
* Martin Heidegger
* Friedrich Nietzsche
gibi düşünürler 2'ye bölünmüştür.
Doğu felsefesi denildiğinde genel olarak Hindistan ve Çin'de başlayan felsefe geleneği kastedilmektedir. Ancak buna Afrika felsefesi, Japon felsefesi, islam felsefesi, iran felsefesi gibi gelenekleri de eklemek gerekir. Oryantalist düşünceyle (bkz. Oryantalizm) Batı felsefesi, kendi tarihini Antik Yunan felsefesi dönemiyle birlikte başlatmakta, rasyonel ve sistematik düşünce geleneğini kendisine ait kılarak kendisini bu eksende tanımlamaktadır. Bu anlamda dogu felsefesi, batı felsefe tarihinin dışında kalan felsefe geleneklerini adlandırmaktadır. Doğu düşüncesi bu anlamda felsefe-dışı olarak görülmektedir. Doğu felsefesi mitolojik ve mistik ya da gizemci ve simgesel yanları olan bir felsefe geleneği olarak değerlendirilir. Bu etki ve köken sözkonusu olmakla birlikte, doğu felsefesinin felsefe-dışı sayılması ancak felsefenin belirli bir şekilde anlaşılması ve kategorize edilmesiyle olanaklı olmaktadır. Bu anlayış ve kategorizasyon ise Batı düşüncesinin kendini tanımlamasıyla bağlantılıdır. Oysa Doğu ve Batı felsefeleri olarak adlandırılan felsefe gelenekleri, farklılıklarıyla birlikte, karşılıklı etkileşim ve süreklilik halinde gelişim göstermiş felsefelerdir. "Doğu" bu anlamda, hem daha Batı felsefesi mevcut değilken felsefi içerimli zengin bir düşünce tarihine sahiptir, hem de örneğin Orta Çağ döneminde Batı felsefesi denilen felsefenin taşınması ve geliştirilmesi doğu sayesinde gercekleştirilmiştir.
Tümünü Göster