1. 26.
    0
    kahpenin finalleri giblediği yoktu,ama hepsine girecekti,bir sene burada yetmişti kahpeme. sıkılmıştı.bunalmıştı.ve en önemlisi eski evini özlemişti. manzaraya bile alışamamıştık. camdan bakınca ağaçların arasından geçen toroslar görüyorduk sürekli.

    kahpe erkenden gitmek istiyordu ancak ne olur ne olmaz diye dikkat çekmemek için tüm final sınavlarına girmesini söyledim. hatta durumu anlatınca çalışmaya bile başlamıştı.

    aklı her kız gibi ters orantıda işliyordu.

    ben de bu durumdan daha fazla güç alıp ferhat biniyle bir iki hafta daha takılarak bu yazı har vurup harman savuracak miktarda para ihtiyacımı karşılamak istedim.

    ferhatla oturduk bir gün uzkopun beyaz saray adlı çaybahçesinde.

    dedim neden yalan söyledin oğlum ? gelmezdin abi başka türlü dedi. dedim ulan hadi o gün bana işin düştü, yardım için adam lazımdı o yüzden uydurdun iki dakikada.

    ama neden en başta tanıştığımız ilk zamanlarda yine aynı yalanı söyledin dedim.

    inandırıcı olması için dedi.

    çünkü ferat bini uzkopun adı çıkmış muallaklerindendi. yani yanında gezen insanlara uzkopta kimse selam vermezdi, ancak ben onun için biçilmiş kaftandım. buraya kafa dinlemeye gelmiş bir turisttim. istanbulluydum.burada çevrem yoktu.her an her zütlüğü yapabilirdi bana.

    ama öyle de olmadı pek.

    benim tepkisiz kalmam çok dikkatini çekmiş olacak ki daha rahat takılmaya başladı.bir gece yunanistan ın uzunköprü sınırındaki bir kasabasına geçtik. pyhton muydu neydi adı tam bilmiyorum.

    askerlere iyi para verdiğin zaman gezip gelmene müsade ediyorlardı.

    girdik uzkopun yunan versiyonuna, hiç bir fark yoktu. ferat bini bir kaç eve girdi burada. biraz da döviz elde ettik. kasabanın merkezine kadar gidecek halimiz yoktu, ayrıca biri yakalasa savaşa neden olurduk amk.

    tekrar geçtik uzkopa, yürüye yürüye geze geze otostop yapa yapa geldik çarşıya.

    abi dedi,bir kaç yere daha gidip bitiricem bu işi, gibtirolup gidicem dedi. nereye gideceğini sordum. tabi ki istanbula gelecekti.

    dünya istanbulda akıyordu zaten.

    tanrı ilk önce istanbulun surlarını yaratmış ve etrafını da ona göre düzenlemişti. tabi ki istanbula gelecekti.

    aradan 2 gün geçti, artık gitmemize az bir zaman kalmıştı.bir gecede iki eve girecektik.ilk önce üniversite öğretmenlerinin birinin evine, daha sonra da hacıdayının eski ahbaplarından ve uzkopun haskovayla yürüttüğü projenin mimarlarından birinin evine girecektik.
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster