1. 51.
    0
    düşüncesinin temelindeki sınırsız özgürlük kavramı kimi zaman nihilizme varan bir kötümserlikle yakıştırılma sebebi olan düşünür. özgürlüğü liberalist anlamda özgürlükle alakasız, hiçbir dış etkenle sınırlandırılamayan bir insan niteliği olarak görmesi (sadece bir niteliktir, liberal kuramdaki gibi kazanıldığında kutlanılacak ya da uğruna savaşılacak bir hak değildir) onu malum özden önce gelen varoluşa zütürür. buna göre insan kendisi için varlık olarak kendini gerçekleştirme yolunda sınırsız özgürdür. özgürlük buraya kadar belirlenimcilikten uzak süpersonik bir nitelik gibi görülse de insan bunun keyfini çıkartamaz. zira, insanın kendini gerçekleştirmesinin bir nihai noktası, ulaştığında "evet şimdi oldum" diyeceği doğal bir ereği yoktur. işte bulantı da burada başlar zaten. insan bir kalem kadar erekselliğe sahip olamadığından kalem kadar anlamlı da olamaz.
    yani sıkıntı esarette değil, mutlak özgürlükteki kararsızlıktadır, insana depro ontolojik sorular sorduran belirlenemezcilik(?)tedir. ama sartre bu kötümserliği kendi felsefesine hiçbir zaman konduramaz. mesela mersaultdaki gibi bir boşvermişlik, bir adamsendecilik sartrea göre son kertede yine bir seçim olacaktır, yani bir kurtuluş değildir. boşvermektense insanlığa atılıp 'bir şeyler' eylemek bu yükü hafifletebilir (bu da sanırım hümanizme el salladığı noktadır).
    ···
   tümünü göster