1. 26.
    0
    kasabaya karıştık, otogarı geçip atatürk heykelinin oralara vardık. yakınlardaki bir öğrenci apartı dışında hiç bir yerin ışığı yanmıyordu ve dışarıda istanbuldan buraya 2 sene eziyet çekmek için gelen gerizekalılar dışında kimse yoktu. tahminen en geç 7 de yurdun verdiği gibindirik tabldot yemeklerini yiyorlar ve evlerine dönüyorlardı,bim bisküvileri de eriyince köfteciye yollanıyorlardı.

    uzkopa yolunuz düşerse gece yarısı beyaz saray çay bahçesinin altındaki köfteciye gidin bir yarım tavuk ekmek yiyin. müthiş yapıyor adam.şu hayatımda gerçekten özenle hazırlanmış enfes yemekler yedim, ancak bu tavuk ekmek başka aga. gidin yiyin. 4 liraydı en son. sucuk ekmeği de güzeldir, köftesini sevmedim pek.her neyse amk. vedat milorluktan ferata dönüyorum.

    ana bacı caddesine geldik,o yarı yokuşun başında düşündük leke jeans in önünde. karşımızda bir kestaneci vardı. bize acır gözlerle bakıyordu, gidip tüm tezgahı satın alıp utandırmak istemiştim adamı,ama elleşmedim. sırf sıkıntı olmasın diye ferata " oğlum yok mu açık bakkal " dedim seslice kestaneci duysun diye, hemen kapmıştı dıbına kodumun bini " bilmiyorum ki abi,şu tekel açıktı ama ekmek yoktur orada " falan dedi, kestaneci bizi bir adrese yönlendirdi, geceleri simit yapıyorlarmış dediği yerde ne akla hizmetse. gidin acıktıysanız bulursunuz orada bir şeyler dedi, eyvallah dedik.ana bacı caddesine tersti, bizi iyice iyi insan sansın diye biraz da kestane aldım, belediye binasına doğru yürüdüm. belediye binasını çarşıya bağlayan bir ara sokağa girdim. kestanecinin bulunduğu yerden ana bacı caddesinin arka girişlerinden birine girdim.

    hacı dayıya yakınlaşmıştık.
    ···
   tümünü göster