1. 1.
    0
    deli sağaç çılgına döndü. atına atladı, yanına en seçkin yirmi atlısını aldı.
    kurt bey'i de katıp kaçmakta olan tekfur ayıboğan balyos'un ardına düştü.

    gece çöküyor, hava kararıyor idi. kara ormanlardan, balçık topraklardan geçtiler.
    bursa istikametinde atları çatlayıncaya kadar gittiler. etraf sessiz, canikoğlu
    ordusunun ışıkları görünmez olduğu vakit durdular. yıldızlara bakıp yönlerini
    buldular.

    ulu çınarlar çatırdadı, siyah gölgeler yola devrildi. karanlıkta kılıçlar
    parıldadı. "pusu!" diye haykırdı sinoplu cafer. hepsi birden silaha davrandılar.
    tekfur ayıboğan balyos'un kahkahası duyuldu önce, ardından tekbirlerle karanlığa
    hücum ettiler.

    yirmiye iki yüz, bire on dövüştüler. birer birer şahadet şerbetini içtiler. en
    sona sağaç gazi ve kurt bey kaldılar. kafire aman vermediler.

    bir hışırtı duyuldu hızla gelen, bir ıslık takip etti. sağaç han sessizdi, sağaç
    han hareketsiz. kurt bey döndü, babasını düşer iken tuttu. göğsünden bir ok,
    kalleş, kahpe bir ok..

    karayan kana el bastı kurt bey. kuzgun deli sağaç "yaklaş.." diye mırıldandı,
    kurt bey eğildi. "yıllar önce sana söyleyemediklerim.." dedi sağaç bey.

    "evet baba?" dedi kurt bey.

    "lan aklıma güzel özlü söz gelmedi o ara, sonra da öyle gitti işte" dedi sağaç
    bey.

    gökler ağladı, kara bulutlar ala çaldı, damlalar indi gökten. biri bir yanağına
    kondu kurt bey'in soğuk, biri diğer yanağına, tuzlu..
    ···
   tümünü göster