bakkala gidiyorum diye vurdum kapıyı çıktım

Biz bu muhabbetleri yaparken hayri abi geldi. Bastık gittik dağa.Çıktık ovaya altın peşinde koşturuyoruz.Bu sefer dedik farklı bir yöne haraket edelim.Tam tersi yöne yürümeye başladık.Önde mayıncı hayri abi arkasında tek sıra biz. Sanki kandile operasyona gidiyoruz öyle pür dikkatiz.Az biraz daha ileri gittikten sonra ses gelmeye başladı.Biz tabi sevindik kesin birşeyler vardı. Kazmaya başladık o ara arkadaşlar sağı solu kesiyor. Yorulan kazma küreğe geçiyor.Ben bir müddet sonra yoruldum diğer arkadaşa gelmesini söyledim onun mevkine geçtim. Orda dikkatimi birşey çekti. Kazdığımız yeri üçgen gibi düşünün.Tam üçgenin ortasını kazıyoruz.Üçgen neden diyorum. Etraf üçgen biçiminde taşlarla çevirili. Diğer arkadaşların yanına yürüdüm başka birşey daha dikkatimi çekti.Tam o taşların daha doğrusu kayalıkların arka kısmında meşe ağaçları vardı. Soldan sağa doğru geldiğimizde meşe ağaçlarının sayısı 7 8 9 diye sıralanıyordu. Yani dikey uç 7 diğer kenarlara 8 9 diye ilerliyordu. Meşe ağaçları binlerce yıl yaşayabilir. türkiye de en fazla 1000 yıl diye biliyorum.Bu bilgiyi de gereksiz bilgiler olan bir kitapta okumuştum.Vay amk dedim neyi gereksiz lan bu bilginin. Altın kesin burdaydı.