0
Osmanlı mimarîsinde batı tarzında yapıların inşasında II. Abdülhamid
döneminin en tanınmış mimarlarındandır. Fransız asıllı olan Vallaury’nin ailesi
elçilik görevi nedeniyle istanbul’da bulunmuş ve buraya yerleşmişlerdir311. Mimarî
eğitimini Fransa’da tamamlamıştır. Üst kademede görevli kişiler için yaptığı pahalı
konutların mimarı olarak bilinir. Mimarlık bilgisini eğitim alanında da kullanmıştır.
1883’te kendisinin inşa ettiği Sanayi-i Nefise Mektebinin ilk mimarlık hocası olarak
1908 yılına kadar bu göreve devam etmiştir. Geleneksel anlayıştaki eğitim tarzının
yanıda akademik ve revivalist (öncü, canlandırmacı) yaklaşımcı olarak da
nitelendirebiliriz312. 1901’de Le Stamboul gazetesinin müdürlüğünü yapmış ve
Beyoğlu sanatçı kulübünün kurulmasına öncülük etmiştir.
Büyük boyutlu kamu yapılarının inşasında etkin olan Vallaury özellikle
istanbul’da gerçekleştirdiği mimarî yapılarla karşımıza çıkar313. Arkeoloji Müzesi (
1891-1897), Sanayi-i Nefise Mektebi (Eski Şark Eserleri Müzesi), Galata Tütün
Rejisi-Osmanlı Bankası (1892), Taksim Osmanlı Bankası, Eminönü Osmanlı
Bankası, Düyûn-ı Umûmiye (istanbul Erkek Lisesi, 1897), Beyoğlu Union
Française, Beyoğlu Pera Palas Otel (1893), Büyükada Rum Yetimhanesi (1890-
1900) yapıları tanınmış eserleridir314. Sivil konut örneği olarak, Bağlarbaşı ibrahim
Paşa (Mecit Efendi) Köşkü (1901), Beyoğlu M. Decugis Evi, Çiftehavuzlar Cemil
Topuzlu Köşkü ve kendi evi gösterilebilir. Dinî mimarî örneği olarak, Yıldız
Hamidiye ve Eminönü Hidayet Camii (1887), istinye Osman Reis Camii (1903),
yer alır. Vallaury’nin Raimondo d’Aranco ile gerçekleştirdiği Mekteb-i Tıbbıye-i
Şahane (Eski Haydarpaşa Lisesi) yapısı en tanımış eserleri arasındadır.
Alexsandre Vallaury, mimarî kariyerinin başlangıcında batı kaynaklı
eklektizmi tercih ederken ilerleyen dönemlerde doğu kaynaklı mimarî anlayışı benimser. Bu değişimde, geleneksel Osmanlı sivil mimarîsi ve inşa faaliyetlerinde
bulunduğu yerin bölgesel özellikleri etken rol oynamıştır. Bu özellikler açısından
bakıldığında, örneğin, Beyoğlu’nda inşa etmiş olduğu yapılarla, Osmanlı kimliğinde
yer alan kişiler için yapmış olduğu yapılar arasında nitelik, üslup ve malzeme
farklılıkları göze çarpar. Resmi yapıların bazısında ise, gelenekçiliğinin devamı olan
akademik yaklaşımların varlığı söz konusudur. Resmi yapıların konumlandırışında
çevresel etkileri göz ardı etmemiştir315. Özellikle, anıtsal mimarî yapılarda, şehrin
siluetini bozmama çabası içerisinde olup yapılarda Osmanlı kaynaklı unsurlara yer
vererek bunu sağlamaya çalışmıştır316.
Alexandre Vallaury, 1901,1902,1903 Osmanlı sergilerinin açılmasına öncü
olmasıyla mimarî alanın dışında resim alanında da sanatçıların isim yapmasına ve
kendilerini göstermesine imkân sağlamıştır.
Haydarpaşa
Yapı, beş katlı olup kesme taş malzeme ağırlıklı inşa malzemesi
kullanılmıştır. Yapı, mimarî üslup olarak Selçuklu-Osmanlı gelenekselliğinin
yanında doğu etkili tarzların Hint-islam mimarî öğelerinin yer aldığı karma bir tarz şeklindedir. Yapının en önemli özelliği dönem içerisinde inşa edilen, en büyük ve
anıtsal yapısıdır.
b) Düyûn-ı Umûmiye Binası
1899’da Mimar Alexandre Vallaury tarafından inşa edilmiştir848. Eminönü
Cağaloğlu semtinde yer alan yapı üç katlıdır. Geniş bir bahçesi bulunan yapı,
mimarî anlayış olarak kendisinden sonra inşa edilmiş anıtsal boyutlu yapılara tarz
olarak önemli ölçüde etki etmiştir. Anıtsal dışa taşkın girişi, farklı türde kemerli
pencere tasarımı, köşe kuleleri gibi mimarî birimlerindeki yeni denemeler yapıda
yer alan eklektik anlayışın kendi içindeki farklı uygulamaların bir göstergesidir.
Günümüzde istanbul Erkek Lisesi olarak işlevini sürdüren yapı orijinal
planından ve durumundan pek farklılık göstermemektedir (Fot. 215).
Tümünü Göster