1. 1.
    +4
    ilkokul 5’teyim sanırım. çükün önemini yeni yeni kavradığımız yaşlar. köydeyiz ananemler biber salçası yapıyor. biz de bulaşıyoruz biraz daha sonra ben kardeşlerimle televizyon izliyorum. televizyonda bir haber bir adamın burnu kanser olmuş (o nasıl oluyorsa) ve bunun sonucunda adamın burnu düşmüş. görüntü korkunç. birden bire olmuş. adam anlatıyor “önce yanma oldu burnumda hafif, sonra şiddeti arttı, yanmanın ardından da elimde kaldı” . çok korkunç.

    neyse sonra tuvalete gidip geliyorum. tv karşısındayız yine ama benim çükümde bir yanma var. ulan noluyor diyorum, korkuyorum. aleti elime alıyorum bakıyorum yok bişi. ama bu sefer daha da fazla yanıyor. haberlerdeki adam aklıma geliyor aha diyorum benim çük de düşecek. ağlamaya başlıyorum annem geliyor. ben çıldıracağım “çüküm düşecek çüküm düşcek” diye ağlıyorum. annemler de dinlemiş az önceki haberi. “piskolojiktir oğlum ne çük düşmesi” diyorlar. ama bu sırada çüküm nasıl yanıyor. diyorum ellemeyim de düşmesin.

    neyse sonra gözyaşlarımı sileyim diye elimi gözüme zütürüyorum bu sefer gözüm yanmaya başlıyor. orda jeton düşüyor işte. meğer biber salçasını elleyince biz elime geçmiş salçanın acısı ve tuvalete gidip işeyince de çüke geçmiş. neyse durumu anlayınca seviniyorum. ananem gülmekten ölüyor. evde herkes gülüyor anasını satayım. yıllardır köyde ne zaman biber salçası yapılsa konu döner dolaşır benim çüke gelir ve de uyarılırım “oğlum uzak dur çükün düşer” diye.
    ···
   tümünü göster