1. 26.
    0
    insanlar ikiye ayrılır, olağan insanlar ve olağan olmayan insanlar.’ dünyayı değiştirmeye çalışan insanlar ve kafalarında dünyaya ilişkin sorular olmayan, dünyanın neden adaletsiz ve eşitsiz olduğunu sorgulamayan, yeni bir dünya tasarlamayan sıradan insanlar. ama zaten romanın meselesi de olağan olmayan insanlar üzerine kuruludur. olağan olmayan ve olağanı sorgulayan bu insanlar, yine dostoyevski’den alıntılayarak söylersek, “genel olarak yeni düşünceleri olan, hatta yeni denebilecek bir şeyler söyleme yeteneğinde olan insanlar pek seyrek doğarlar, hatta şaşılacak kadar seyrek doğarlar.” olağan olmayan insanlar çok seyrek doğarlar ya da sistem bu insanları kolayca sindirdiği için onların ortaya çıkışı hepten zordur. ama yine romana göre ne garip ve hazindir ki, bu olağan olmayan insanların sonu hep bir trajedi olur. çünkü olağan olan tarafından esir alınmış toplum, bu insanları hasta olarak görüp kendi anormalliğini onlar üzerinden normalleştirme şansını yakalar ve böylece onları birer şizofren algısı içinde sunar.
    ···
   tümünü göster