1. 101.
    0
    Peki niye Tanrı’yı en memnun edecek şeyin Tanrı’ya inanmak olduğunu düşünüyoruz? inanmak niye bu kadar özel? Tanrı’nın şefkati, cömertliği ve mütevaziliği de ödüllendirmesi olası değil mi? Ya eğer Tanrı bir bilim adamı gibi düşünüyorsa ve en yüksek ahlaki değer olarak gerçeği aramayı görüyorsa? Eğer bu evreni tasarlayan Tanrı’nın bilim adamı olması gerekli değil midir? Bertran Russell ölüp de Tanrı’yla karşılaşırsa ne diyeceği sorulduğunda “yeterli kanıt yoktu Tanrım, yeterli kanıt yoktu” diye cevap vermiştir. Tanrı’nın Russell’ın cesur şüpheciliğine Pascal’ın korkak kumarcılığına duyduğundan daha büyük saygı duymayacağı ne malum? Unutmayın, bir iddia’dan bir kumardan sözediyoruz. Siz iddiaya girecek olsaydınız paranızı Tanrı’nın dürüst olmayan sahte inanca mı (hatta dürüst inanca da) yoksa son derece dürüst şüpheciliğe mi kıymet vereceğine yatırırdınız?

    Daha da ileri gidelim, öldüğünüz zaman karşınıza çıkan Tanrı’nın Allah, Yahveh, ya da isa-Baba-Kutsal Ruh değil RA ya da Baal olduğunu düşünün. Baal de en az Eski Ahit’teki Tanrı kadar kıskanç olsun. Pascal’ın bu durumda yanlış tanrı yerine hiç bir tanrıya inanmaması daha iyi olmayacak mı? Diğer olası tanrı ve tanrıçaların sayısı aslında olasılıkları tümden değiştirmiyor mu? Pascal muhtemelen bu iddayı söylerken şaka yapıyordu, aynı bizim de iddiayı çürütürken şakayla karışık çürüttüğümüz gibi. Ancak bir çok insan bu iddiayı çok ciddiye alarak Tanrı inancı için bir koz olarak kullanıyor bu sebeple de değinmek yerinde olacaktır.
    ···
   tümünü göster