1. 18351.
    +7
    http://fizy.com/#s/3x7o4a
    Bunun..yani sevmenin, bir üst sınırı yoktu o gece anladım..

    Yeniden, bir daha, bir kez daha aşık olmuştum ona..bunu, böyle sonsuza kadar sürdürebilirdim..tekrar tekrar, defalarca, sanki ilk günmüş gibi heyecan ve aşkla..

    Kürklü kabanını çıkardı, içerisi sıcaktı..siyah bir elbise giymiş..beyaz teniyle kontrast..boyundan bağlamalı, köprücük kemiklerinin, omuzlarının üzerinden geçen iki ince şeritle..yuvarlak, dişi omuzları meydanda kalıyor..saçlarını biraz yukarıda toplamış..güzel boynunu da görebiliyorum..onu süsleyen zarif –ondan zarif olmasın- kolyesi parıldıyor..fazla dekoltesi olmayan..düz..sade..siyah bir elbise..aynı derece de şık..dizlerinin biraz üzerine kadar iniyor..belini sarıyor oraya varmadan evvel..parmaklarımın tutkuyla gezinmekten bıkmayacağı o narin beli..

    Topuklularla beraber boyu benimkine yaklaşmış, birbirimize “merhaba” öpücüğü verirken başını kaldırması gerekmedi bu kez..gözleri dike yakın açıyla dikildi benimkilere..bakışları sevgiyle okşadı kirpiklerimi..

    Günler –haftalar mı demeli yoksa- öncesinden ayırttığımız masaya geçtik hep beraber..beyler sandalyeleri çekti hanımlar için..bu sıra dışı kibarlığımız espri konusu oldu anında, güzel, sıcak, samimi başladı gece..

    Sıradan hayatları olan, sıradan insanlar, böyle masaların bir parçası olduklarında, böyle mutlu masaların; mutlu olurlar... ben de mutluyum…ama sıradanlıktan uzak hayatımın getirdiği ürkeklik, hala bile yakamı bırakmıyor..hem mutluyum..hem de tedirgin..tam, artık, şimdi her şeye sahip olmuşken, bu kez de tadını çıkarmanın yanında bir de “kaybetmek” ten korkuyorum..

    Delicesine korkuyorum…delicesine mutluyum…ama neden..neden bir türlü rahata eremiyorum…emin olamıyorum…
    Bu yaşadığım benim hayatım olabilir mi?..gerçekten?..bu dünya tatlısı kız benim sevgilim mi? bu masadaki dostlar da benim mi?..bu sıcak halka gerçek mi?..

    inanamıyorum…bünyem alışkın değil böyle şeylere malum…bir ara yalan değil, kendimi kaptırıp, tamamen geçmişimi unutur, yaşadığım anlara alışır gibi oldum, ama bu masayı böyle görünce, yeniden hortladı kaygılarım ve kuşkum..

    Acaba tek deli ben miyim?..yani, böyle benim gibi düşünen var mı başka? Şu anda..şurada..bu masada…ya da mekandaki her hangi bir masada..herhangi bir masada…herhangi bir yerde..

    Acaba, benim gibi, bir yanı, yanı başındaki güneşin sıcaklığının keyfini sürerken, bir yanı, hala geçmiş kışların korkunç soğuklarını hatırlayıp için için titreyen?..

    Var mı? en mutlu anında bile, yalnızca “mutlu” olmayı beceremeyip, bir de onun üzerine “ya bu mutluluğu kaybeder sem (ve hatta bir daha da yakalayamazsam?) ne yaparım?” diye düşünen..

    Ben, ne zaman sadece mutlu olmayı, geçmişimin hayaletlerinden korkmamayı öğreneceğim?..

    Ne zaman, sadece o ana ait, yaşamam gereken duyguları yaşayabilecek, onları geçmişin değişmezliği, geleceğin belirsizliği arasında sıkıştırıp ezmeyeceğim..
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster