1. 1.
    0
    Kamyon büyüklüğündeki bir çöp konteynırında bildiğin şarap yapar gibi o kartonları ezdik.. Saatler süren stres ve acıdan sonra tek damla bile bişey içmediğimi fark edip ardımda bıraktığım çantalar ve insanlardan oluşan karanlık kaldırımları terk edip ilk defa çok ucuz olan hell kantinle tanıştım.. Belkide buradaki en güzel şey buydu sanırım.. Susuzluğumu gidermenin sevinciyle kaldırımda rol aldığım saat çarkına geri döndüm.. Sanırım bir saat kavramı daha geçmişti..o sırada başka bi yıldızlı gene bi grup zavallıyı benim bakış açımdan üzüm ezmeye göndermişti.. artık o sıralar saatin kaç olduğunu bilmiyorum ama sanırım görünmez olmak için yaptığım uyuyo numarasında rölüme kendimi fazla kaptırıp uyuduğum bir anda yüksek bi sesle uyandım.. Bizi katlara zütürücek kayık gelmişti.. Kayıkçının arkasında kendime bir yer bulmuş baygınlık geçirmekle meşguldüm.. Kayık karanlık bir yerde durmuş bağırışlar içinde insanlar birbirine girmişti..o an içinde buluğdum kayığı daha samimi bulmuştum.. kısaca arkamda bıraktım her bir mekanı daha güvenli ve samimi buluyordum ama ısrarla ilerletiyorlardı.. ellerimden fışkıran çantalarımla indim kayıkdan gözüme tutulan onlarca fener.. karanlıkda fenerlerinde etkisiyle cismini seçemediğim kullandığı harfleri zorla anladığım biri aynı acele ve bagırışlarla benim bilmem kaç gün bilincimi yitirecegim ve acı çekecegim yre zütürdü..Dev bi fırına benzeyen bi yapıya gelmiştik kapıya yaklaştıgımda sanki ucu yokmuş gibiydi içeride gördügüm daha dogrusu görmeye çalıştıgım şeyler…Sanırım hayatımda kesinlikle unutamayacağım bi travma idi.. fırının içinde syamacagım kadar çok yatak vardı ve bi o kadar insan…nerdeyim ben ??Garip garip bakan bir sürü insan..ve aynı gariplik birbirimize bakan zavallı bizler.. soyunduk dökündük ve yeşil denilen renk bizim yeni derimiz olacaktı.. yeşil penguenler çaresizdi.. giyindikden sonra bize yatak numaralarımız verildi..146 numara..o numaraya ulaşmaya çalışırken bana gülümseyen iyi insanlarla da tanıştım.. tavsiyeler ve destek harfleri bağışladılar saolsunlar..ama yine yaşadığım travmaları rahatlatması bile imkansızdı..ve 146 ya ulaşmıştım.. birkaç dakika sonra bayılıp gözlerimi kilitlemeyi düşünüyordum.. Yatağa uzandım yorgana dünyada en çok güvendiğim bi dost gibi sarılmıştım..bi kaç dakika sonra ışıklar kapandı..ve bi zebani bagırarak yüzlerce adamın yatmasını istedi.. tanrım her şey bagırarak bizi kronik sağırmı zannediyolar?
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster