1. 201.
    0
    @167 o organ dediğin cart diye birdenbire pörtlemiyo kardeşim. yavaş yavaş, adım adım, parça parça gelişiyo nesiller boyunca. yani gözün evrimini anlattıydım kabaca mesela daha önce. gibindirik ilkel canlı öle yürürken bi gün cart diye gözü çıkmıyo. bi canlı türü düşün öle ilkel geçmiş zamanda. yavrularından birinde bi mutasyon oluyo, derideki sinir hücreleri bi proteini yanlış sentezliyo mesela, o deri hücreleri ışığa duyarlı hale geliyo. ortamda ışığın varlığını algılayabilmek çok büyük bi avantaj. haliyle zaman içinde bu binin nesli yayılıyo. daha sonra bi vakit, bu binlerden birinde ya mutasyondan dolayı, ya da normal çoğalmadan kaynaklanan çeşitlenmeden dolayı, ışık algılayan hücrelerin olduğu yer çukurlaşıyo. e ne kadar çukurlaşırsa, ışığın yönünü tayin etmede o kadar başarılı olur hayvan. bu şekilde çok uzun bir süre içinde mesela böylesi bi göz yapısı oluşabiliyo, yavaş yavaş, aşama aşama, hep üstüne koyarak.
    her aşamanın da türe bi avantaj sağlaması gerekiyo. mesela bi tekerlek düşün, yapı olarak etrafında gördüğün hayvanların bacaklarından, o bacakları yönetme sisteminden çok daha basit bi sistemdir. ama etrafındaki hiçbir hayvanın tekerleği yok, ayakları var. çünkü tekerleği oluşturmak için gerekecek küçük adımlar türe gereken avantajı sağlamamış, ekstradan masrafa dönüşmüş. o yüzden çok daha basit bi yapı olan tekerlek değil, ayaklarımız var.

    özet: evrim teorisi hiçbir şeyi rastlantıyla açıklamaz kardeşim. iki tane zarı üst üste 1000 kez attığında, iki zarın yüzündeki toplam değerin normal dağılım göstermesi rastlantı değil, bilimsel bi hadise
    ···
   tümünü göster