+1
bbc andrew marr's history of the world diye bi belgesel var, onu izle panpa vaktin varsa; ama 8 bolum.
bunlar birbirinden ayıramayacagın kavramlar; din mi politika mı diyemezsin. adamın politikası dinini yaymaktır ki 18yya kadar bunun icin cok ciddi savaslar yapılmıs, afrikaya hatta amerikaya bile ilk gidildiginde yapılan ilk sey dinlerini kabul ettirmek, etmeyenleri öldürmek olmustur. hristiyanlıgın roma imparatorlugunun dini olmasıyla (o zamanın en büyük devleti) roma imparatorlugunun en buyuk amacı dunyayı hristiyanlastırmak olmustur. islam dini ortaya cıktıgında da aynısını müslüman devletler yapmıstır. ne zaman ki dünya tamamen kesfedilmis ve butun toprakları insanlıga acılmıs işte ondan sonra din savasları durmus, onun yerine misyonerlik gibi daha barıscıl yollar secilmistir. bu doneme kadar devletlerin politikalarında ekonomi ve din hep belirleyici olmustur.
burda onemli bi nokta var; 200-300 yıl oncesine kadar, hatta daha yakın tarihimize kadar müslüman devletler şeriatla yönetiliyordu, hristiyan devletlerde de kilise her konuda söz sahibiydi. oyle ki insanlığın geri kalmasında bile cok ciddi rolu vardır (öldürülen bilim adamları, yasaklanan çalışmalar vs)
dunya tarihini ele alırken sanayi devrimi oncesi ve sonrası olarak ele almakta fayda var. cunku sanayi devrimine kadar - belki biraz daha uzun sure - devletlerin politikası hep halkının ihtiyaclarını gidermek idi. bunu basaran devletlerin de ilk hedefi dinlerini yaymak oldu. fakat sanayi devriminden sonra halkın ihtiyaclarını karsılamak daha kolay bi hal aldı; insanlar calısmakla cok mesgul oldular ve devamında devletlerin tek egilimleri dinlerini yaymak oldu. sanayi devrimi oncesi kilise acıktan devlet politikalarında soz sahibi iken, sonrasında kilise devlet işlerinden uzaklastı(!) ama tabi ki de ne kadar uzaklasmıs gorunurse gorunsun halen daha devlet politikalarında cok etkindir.
sen politika demişsin, ben ise din oldugunu dusunuyorum; fakat politikayı savunma durumundaysan sanayi devrimi oncesi insanların yoksul ve temel ihtiyaclarını karsılamakta zorlandıgından, bunun icin daha cok isci/kole daha cok toprak ve daha cok para lazımdı. ve devletlerin politikalarını bu ihtiyac belirliyordu. daha fazla kaynaga sahip olmak, daha zengin olmak.
senin acından rusya guzel bi ornek olabilir. ruslar simdiki rusyaya ilk yerlestiklerinde dinsizlerdi. fakat carları o donemki dinlerin temsilcilerini cagırdı ve dinlerini anlatıp kendisini etkilemesini istedi. hatta imam oldukca etkilemis ama icki konusundaki yasaktan sonra islamı secmedigi soylenir. rus çarı hristiyanlıgı secmis ve günümüze kadar boyle gelmiş. ama ruslar din için hiç savasmamıslar. verimsiz toprakları sebebiyle hep para icin savasmıslar; sibiryada avladıkları hayvanların kurklerini satarak cok ciddi bi ekonomi olusturmus, yuzyıllarca bu ekonomiyle ayakta durmuslar. paraya ihtiyac duymayınca da savaslara girismemisler cok fazla. sen bunu savunabilirsin mesela. adamlar ihtiyacını karsılayınca savasa hic girmemisler, tek mevzuları para. ama ispanya, roma, ingiltere gibi ulkeler din icin ortalıgın dıbına koymus, hatta dinimi yayacam diye kendi varlıklarını bile tehlikeye atmıslardır.
Tümünü Göster