1. 1.
    0
    20 Ağustos 2011 günü telefonumdan aradı beni, hal hatır, hoş beş derken iki güne kadar döneceğini söyledi, ramazan bayramında birlikte yurt dışına tatile gidecektik. nerelere gideceğimiz hakkında kısa süre konuştuk sonra telefonum şarjı bitiyor dedi ve telefonu kapandı. şeytan azapta gerek derler ya, o şeytan o azap içerisinde geldi aklıma girdi. bir şeyler vardı yanlış olan, bir şeyler vardı ters giden. akşam 19 civarında işten çıktım evlerimiz çok yakındı, taksiye bindim evinin olduğu ortaklar caddesine gittim. ışıkları yanıyor, balkon kapısı açık ve çarşaflar balkona asılmıştı. taksiden indim. neyle karşılaşacağımı bilmenin öfkesiyle kendimi sakinleştirmeye çalıştım. sapım gereği sakinlişemedim. kapını zilini çalmak veya oradan defolup gitmek arasında bir noktada takıldım kaldım. içimdeki aşkın nefrete öfkenin yıkıma dönüşmesi bir zile basmak kadar yakındı. içimde bir yerler kanamaya başlamıştı. kendimi durdurmam lazımdı, öfkemi kontrol etmeliydim. ya da oradan uzaklaşıp iki gün sona hoş geldin deyip onun oyununa devam etmeliydim. zili çaldım...
    ···
   tümünü göster