+2
saygidan ve "digerinin yasam" alanindan dem vuranlara ithafen:
evlilikte "senin yasam alanin", "benim yasam alanin" diye bir sey sifira kadar iniyor. zaten evliligin maksadi iki kisinin bir araya gelip ayni evde kendi adaciklarinda yasamasi degil, büyük ortak bir yasam alani yaratmaktir.
saygidan bahsedip, insanlarin dinlerini seklen de yasamak isteyebileceklerini elestirmek ayrica ne garip.
neticede fikir ve vicdan hürdü, degil mi? isteyen dinin özünü, isteyen dinin seklini, isteyen hicbir seyi yasamaz.
evet ramazan, muharrem, her neyse, birisi oruclu olunca, digeri ya "saygi" göstermeye zorlanir, ki bu de facto inanmayan bir insana oruc tutturmak anlamina gelir, ya da karsisindakinin orucuna takmaz ve hayatina devam eder. her halukarda iki kisiye de bu eziyettir. ezile gibila yemek yiyene de, yemek yiyen birini ac karinla seyredene de, inanmadigi halde "saygidan" yemek yiyemeyene de.
hadi namazi da gectim, ya ilerde bu kadin hacca gitmek isterse? ateist kardesimizin penceresinden bakalim: bu adam kendisine arap cöllerin sicaginda, 1 milyon insanin neredeyse üst üste ibadet ettigi, insanlarin birbirini ezdigi bir yerde neylesin? ben televizyonda seyrederken bunalim geciriyorum neredeyse, peki bu adam inanmiyor, o neylesin? adam sevdicegine "saygi" olsun diye onunla hacca gitse, ihram iskencesine, herkesle birlikte ibadet etme iskencesine katlanacak. peki onun inanmama hakkina saygi nerede? yok onunla gitmese, esi de gidemeyecek, ukte kalacak icinde. en temel ibadetini yapamayan bu kadin kendisini nasil hissedecek? nasil yansitacak pgibolojisini bu evlilige?
sonra en ortak alan olan cocuk, onun ruhu icin iktidar mücadeleleri baslayacak. ben kendi annemden babamdan gördüm. saygi da olsa, sevgi de olsa, bir yerden daima patlak verecek. evlilik huzur vermesi gereken bir kurum degil mi? her allahin günü esimle it dalasina gireceksem, ne anladim o evlilikten? saygiyla su ile ates birlikte olurlar tezini savunanlar uyusun da büyüsünler. adamin dedigine göre, kiz adamin inancsizligina diledigi kadar saygi gösterme niyetinde degil, daha neyin kavgasi icine giriyor kimileri?
suyu atesi birbirine katarsaniz, ne su kalir, ne de ates. buhar olur gider. neticede ne bu adamin inancsizligi oldugu gibi kalir, ne de o kizin inanci. tamam evlilikte insan yontulur, birbirine uymayan yerler uygun hale getirilir tamanla ama bu misalde birbirlerinin kisiligi yontula yontula taninmaz hale gelir. peki bu mudur evliligin maksadi? insanlarin farkli olduklari, farkli sartlar altinda, belki birbirinden yillarca uzak yasayip büyüdükleri normal ama ortak bir deger bazi varsa, evlilikler yürür. burada degerler temelinde asilmasi zor engeller var cünkü degerler zit. birbirine tezat iki insan birbirine arkadas olarak saygi duyabilir, komsu olarak saygi duyabilir ama isler anyi evi paylasmaya ve ortak bir alan yaratmaya gelince, isler degisir. ben o ortak alanda kisiligimi bastirmak zorunda kalirsam, sirf yürüsün diye, bu dava acep kac ay sürer? ne kadar saygili da davransam, mesela dindar muhafazakar bir kizla asla yürümeyecegini bilirim, uzak dururum. ateist kizla belki daha iyi yürür ama sadece hormonuna yenik ergen gibi bugünü düsünmeyip, 20 sene sonrayi da düsünerek, o kizdan da uzak dururum. kimse kimseye "saygi, sevgi, lalalala" tiradlariyla yazik etmesin. gercekci olmak gerekir ki ateizmin en temelinde bu yatar. kendinizi kandirin, evlenin, bosanirsaiz bana ne demeyecek kadar önemsiyorum bu arkadasin derdini, yoksa askin izdirabi ne menem bir illettir, sanirim burada bunu en iyi bilen kisi benim. gercekci olunca, git gide muhafazakarlasma potansiyeli yüksek, daha simdiden sinirlarini cizmis bir kizla bu isin olamayacagi agibar.
Tümünü Göster