1. 15601.
    +11
    http://fizy.com/#s/1ajgdv

    "evet nefret ediyorum..epeydir nefret ediyorum senden..o yüzden defolmanı istedim ya hayatımdan zaten..yine istiyorum.."

    yutkundum..elimde tek bir koz kalmıştı artık..ergenler gibi, ısrar edecek, çirkefleşecektim şimdi de..

    "gözlerimin içine bakıp söyle o zaman?" dedim, "tsigalko, senden nefret ediyorum senden de..gözlerimin içine bakaa bakaa söyle bunu bana..yemin ediyorum o zaman bir daha çıkmayacağım karşına..kafamı senin bulunduğun tarafa bile çevirmeyeceğim bundan sonra..yine, sen rahatsız olma diye ama... söz..ama söyle.."

    vücudum boşalmış, ayakta zor durabilir bir halde söylemiştim son sözlerimi..

    gözleri, delip geçmek ister gibi bakıyordu benimkilere... eğer bu şekildeyken, bana, az önce söylemesini istediklerimi söylerse, gözünü bile kırpmadan, "senden nefret ediyorum, istemiyorum seni" derse..

    artık yapacak hiç bir şeyim kalmazdı beyler...

    buraya kadar... finito...

    ondan sonra artık oradan oraya savrulan bir yaprak gibi, erken ve hak etmeden bulup, aptalca kaybettiğim, harcadığım aşkın peşinde geçerdi hayatım..

    muhtemelen de bulamazdım...

    sonra, hoşuma giden, ama sevmediğim,
    hoşuna gittiğim, ama beni sevmeyen bir kadınla evlenir, ülkemizin modern çekirdek aile yapısına örnek teşkil etmek adına sistemin bir parçası olur, eriyip giderdim o kazanda...

    bu olurdu tüm özetim...

    ebru yüzüme bakmaya devam etti... sonra, vah vah çeker gibi, kafasını iki yana salladı..yüzü ağlamaklı bir halde, bir yandan da o alaycı gülüşünü koruyabilmek için yüksek çaba sarfederek son bir bakış attı bana..arkasını dönerken söyleniyordu kendi kendine.."ne cesaretle... "

    arabasının kapısını açarken sesimi biraz yükselterek konuştum sırtına,

    "diyemiyorsun ya?"

    cevap vermek yerine arabaya bindi, seslendim tekrar,

    "ebru!... nefret ediyorum senden de... hadi..şimdi böyle bile söylesen kabul... istemiyorum seni de!"

    arabasının kapısını kapattı..

    kontağı çalıştırdı..

    önüne geçtim aracın...

    hadi ez beni o zaman..ez, ikimiz de kurtulalım...

    bir kaç saniye boyunca çekilmeyince kornaya abandı..yine çekilmedim...

    camı açtı,

    "ya güvenliği mi çağırayım illa, çekilsene şu arabanın önünden!" diye bağırdı,
    ben de bağırarak karşılık verdim,

    "nefret ediyorum senden de o zaman!"

    camdan sarkıttığı yüzü bir şeyler söylemek ister gibi gerildi..sonra da ağzından,

    "ağzına sıçayım senin" sözleri döküldü..

    oh...

    bu bir lütuf gibiydi..

    yine ağlamaklı bir ifade alan yüzü camdan içeri girdi..ben, o ara aldığım bu güzel cevabın sarhoşluğuyla, alan savunması yapmayı unutup, ebrunun manevra yapmasına izin verdim..
    yanımdan hızla geçerken son bir hamle yaptım..ama yetişemedim..

    arkasından bakakaldım çıkışa kadar... öyle..direk gibi sabit... gözlerim arka camından içeriyi görmek ister gibi keskin...

    diyememişti..

    senden nefret ediyorum diyememişti...
    Tümünü Göster
    ···
   tümünü göster