1. 776.
    0
    o an lsd airlenese binmiş, gezegenler arası yolculuk yapıyor gibiydim.
    yaklasık 5-10 saniye hiç birşey algılıyamadım
    duymadım, kulağımda bozuk televizyonun cıkardığı cızırtı
    gözlerimde tanrının dünyanın güzel olduğuna inandırmak için
    yeryüzüne yaydığı ilizyon olan bembeyaz, sade, saf ışık.
    dudaklarım sevcanı öpmek için kapımda kul köpek olmuş,
    birden bire yağmur başlamış,
    bahçemdeki bütün ölü hayallerim yeniden hayat bulmuş gibiydi.
    aşkım..
    aşk..
    aşktık biz,
    aşıktık,
    birbirimize yemek, su, çiçektik.
    ses tellerim ona iltifat etmek için titreşiyor,
    lakin beynim henüz sarsılıp kendi gelemediği için herhangi bir komut
    veremiyordu.
    konuşamıyordum fakat susamıyordum da.
    burnumda o güne kadar hiç kokluyamadığım bir güzel koku,
    bir güzel parfüm,
    dünyaya henüz inmemiş cennetin sekiz kat tepesinde yetişen
    gül kokusu..
    gözlerim yeni yeni buğudan kurtulup oldugum yeri görebiliyordu.
    hemen önümde sevcanın o güzel eli bir yukarı bir aşağı inip
    kendime gelmem için sallanıyordu.
    - tugay dedi o narin sesiyle
    - pardon, bir an sarhoş oldum diye yanıtladım
    - ne sarhoşu? dedi.
    - aşk diyip sırıttım.
    masa da ooo diye yaygara çıktı.
    - isterseniz siz gidin biz akşama geliriz. konuşucaklarınız da vardır hem dedi eda.
    - gerçekten gerek yok dedim
    - olur diye ekledi sevcan
    ···
   tümünü göster