1. 26.
    +2
    az okuyun amk hep mi am züt meme

    Güneş Sistemimiz’in bilinen en uzak mesafelerinin ötesinde başka bir gezegenin var olup olmadığı sorusu Uranüs ve Neptün gezegenlerinin yörüngesel hareketlerindeki düzensizliklerle yakından bağlantılıdır. Yerçekimsel bir kuvvet bu iki dev gezegenin yörüngelerinde düzensizliklere yol açmaya devam etmektedir. Bu kuvvet çok uzak ve görünmeyen büyük bir nesnenin varlığını akıllara getirmektedir. Bu uzun zamandır aranan X Gezegeni olabilir.
    Göklerde yapılan son ciddi araştırma 1930 yılında 9’uncu gezegen olan Pluton’un keşfine yol açmıştı. Fakat bu hikaye 1781’de ingiliz astronom ve müzikçi William Herschel tarafından keşfedilmesiyle başlamıştır. O zamana değin gezegenlerle ilgili sistemin Satürn ile sona erdiği sanılıyordu. Bugün bilimadamları dünya yüzeyinin altında uzanan büyük kaya katmanlarının oluşumunu ve hareketini inceleyen çalışmalara ilişkin teorileri kabul etmektedir. Dünya üzerindeki bütün kıtaların bir zamanlar gezegenin tek bir yerinde bulunduğunu gösteren çalışmalar ve makaleler mevcuttur. Bu çalışmaların açıklığa kavuşturamadığı soru şudur: ‘Eğer bütün kıtalar tek bir yerde toplanmış idiyse gezegenin öteki yanında ne vardı?’ Bu ‘öteki yan’ muazzam bir boşluk olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlama Dünya’nın oluşumuna ilişkin Sümerler’e ait hikaye ile benzerlik göstermektedir. Sümerler Dünya’nın Nibiru ya da X Gezegeni ile çarpışarak “Tiamat” olarak adlandırılan yarım bir gezegen haline geldiğini söylemişlerdir.
    ···
   tümünü göster