http://okulweb.meb.gov.tr...44240/resim/uzunkopru.jpg
Uzunköprü ilçesinin eski bir tarihi yoktur. Uzunköprü Osmanlı padişahlarından 2.Murat tarafından “Cesri-i Ergene” adı ile kurulmuştur. 2.Sultan Murat Varna seferinden dönerken Ergene Nehri’ne geldiğinde orduları ile su taşkınlığından dolayı nehri geçememiş ve geceyi nehrin sahilindeki bayırda geçirmek zorunda kalmıştır.
Gelibolu istikametine gidebilmesi için nehrin üzerine bir köprü yapılmasının lüzumlu bul-muş ve hemen inşaatı için emir vermiştir. Bu emir üzerine Hicri.829’da inşaata başlanmış ve Hicri.847 yılında sona ermiştir.18 sene gibi uzun bir müddet süren bu muazzam eser 1293 m. uzunluğunda, 5,5 m. genişliğinde ve 174 kemerli olarak inşa edilmiştir. Köprünün inşaatı ile Cesri-i Ergene adıyla bir kasaba kurulmuş ve bugünlere kadar gelmiştir.
O zaman inşaatlarda çalışan amele için imarethane, cami, kervansaray, medrese, hamam ve 2.Murat’ın ikametine mahsus bina ile köprünün öbür tarafından Ergene nehri üzerine inşaat edilen iki değirmenin muhafazası için Kırkavak Köyünden buraya birkaç aile iskanları yapılmıştır. Aynı zamanda Mehmet Bey’e Salarlı ve Malkoç, Yakupbey ve Karahamzabey gibi emekli gazilere yurtluk verilmesi için geniş ormanlık sahası olan bu yere UZUNKÖPRÜ ilçe-sinin ilk temelleri atılmıştır.
ilçenin kuruluşundan önce Ömerbey, Yeniköy, Eskiköy, Kurtbey, Salarlı, Turnacı, Maksutlu, Değirmenci, Harmanlı isimleri ile tespit edilen birkaç köy ve 18 köyün mevcut ahalisi Türklerin Gelibolu’ya geçtikleri tarihten sonra buralara yerleşmiş oldukları tespit edilmiştir.
2.Sultan Murat büyük köprüyü, camiyi, hamamı ve değirmenleri yaptırdıktan sonra bunların muhafazası ve idaresi için lüzumlu masraflara karşılık olmak üzere yukarıda zikredilen 18 köyün aşarını ve bu müesseselere tahsis ettiği eski Vilayet salnamesinde yazılıdır.
Köprünün mimarı hakkında tarihe müstenit bir bilgi henüz elde edilmemişse de salnamede bu köprünün inşaatına kuşaktan ishak Bey’in nezaret ettiği yazılıdır. Bu köprü inşaatına köprü başında ve Belediye parkı ile tasfiye olunan yerde medfun Gazi Mahmut Bey isminde bir zatın köprünün inşaatında nezaret ettiği ve mutemet olarak çalıştığı, vefatı ile yerine ishak Bey’in nezaret ettiği öğrenilmiştir. “Cesri-i Ergene” Edirne’den Gelibolu’ya ve oradan da gemilerle Avrupa’ya, Mısır’a ve Suriye’ye sevk edilen birçok tüccar mallarının güzargahı olmuştur. O zamanlarda istanbul Bizanslıların elinde bulunduğundan Edirne’den ticaret eşyaları yüklü kervanlar ile hep Cesri-i Ergene’den geçerek Gelibolu’ya gönderildiği Edirne tarihinde yazılıdır.
Uzunköprü kenti, Sultan II. Murat tarafından Ergene Şehri adı ile kuruldu. Uzunköprü ile ilgili, ilk yazılı metin, Sultan II. Murad’ın vakfiyesi, “Vakfı Sultan Murad Der Ergene” başlığını taşır. Hoca Sadettin Tacü’t Tevarih (C.II.S.164) adlı yapıtında “…Orasını konaklanacak düzenli bir yer haline getirdi. 174 yüksek kemer üzerine eşsiz bir köprü yaptırdı ki, cihana örnek oldu. Köprünün bir başında ERGENE adı ile anılan bir kasaba kondurup.” Diyerek, bu kasabanın adını Ergene olduğunu belirtir. Kanuni Sultan Süleyman dönemine kadar bu adla anıldı.
Kanuni’nin sadrazamı Mustafa Paşa 1529’da Mimar Sinan’a Bulgaristan ‘da Meriç üzerinde yirmi kemerli Cisr-i Mustafa Paşa köprüsünü yaptırdı. Bu köprünün başındaki kasabaya da Cisr-i Mustafa Paşa kazası dendi.
Edirne sancağına bağlı, köprülü olan bu iki kasabada, karışıklıkları önlemek amacı ile Ergene Kentinin adı Cisr-i Ergene’ye çevrildi. Ancak, halk bu değişikliği hiçbir zaman kabul etmeyerek, Uzunköprü adını benimsedi.
Ünlü seyyahlardan A.Dela Motraye, Avrupa, Asya ve Afrika adlı Seyahatnamesinde, 1727 yılında Cisr-i Ergene’ye gelindiğini, Türkler bu kasabaya Usun Kupru (Uzunköprü) dediklerini yazar.
Keçecizade izzet Molla da 1820’de Keşan sürgününden dönerken Uzunköprü’den geçer, Mihnetkeşan adlı yapıtında,
“Azimet edüb niyet üzre heman
Görüldü Uzunköprü çün ab-ı revan” der.
Keçecizade izzet Molla da halkın benimsediği Uzunköprü adını kullandı. 1873 yılında Uzunköprü’den demir yolu geçer. Cisr-i Ergene olduğu halde, yeni istasyon binasına “Uzunköprü” levhası asılmış ve tren tarifelerinde de Uzunköprü yazılmıştı.
Sonuçta, 1917 yılında çıkan Devlet Salnamesinde, ilçenin resmi adı Cisr-i Ergene bırakılmış ve halkın benimsediği Uzunköprü adı kabul edilmiş oldu.
Ancak 1920 yılında Uzunköprü’yü işgal eden Yunanlılar kentin adını Makrifere’ye çevrildi. 2 yıldan fazla bu adla anıldı. 18 Kasım 1922’de kurtuluştan sonra kentimiz Uzunköprü olan özgün adına kavuştu.
not:memleketim.