hele sukur amk

içinden neler mi çıktı?

bir kısmını paylaşayım en iyisi, fazlasını kaldırabilecek bir insan doğmadı çünkü henüz.
en üst katmanda, inanmayacaksınız ama yılmaz özdil vardı, başka katmanlarda ise kıllanan adam, öğreten adam ve oğlundaki öğreten, profilden tansu çiller, gülme dersi alan mesut yılmaz ve erkan yolaç vardı vs. vs...

yaşadığım şoku bir kenara bırakırsak, beni en çok şaşırtan en alt katmandı.

zira her şeyin altında gizlenen bir şevki teyze vardı orada.
inan olsun, fotoğraf elimden düşerken, kafamı yukarı doğru ağır çekimde kaldırıp "hayıııııır!" diye bağırdım.
sonra durdum, düşündüm, sonra yine bağırdım.
yine durdum, yine bağırdım.
yine, yine...
bu böyle sürdü gitti...

ben, ki kendimi azılı bir teyze düşmanı olarak tanımlarım, nasıl bir teyze ile bu kadar yakın olabildim, nasıl bunu görmedi körolasıca gözlerim?

ah dostlar, gofret beyin sabah kadın programları izlerken bir yandan çekirdek çitleyen ve "kaynım bana kaydı" diyen zavallı tazelere çık çıklayan; akşamları bir kanalda dizisini izlerken, izleyemediği diğer dizileri de başka televizyonlardan vhs'ye kaydeden, gece menopozun verdiği ateşle uyuyamadığı için "aman sabahlar olmasın" nidalarıyla kasete kaydettiği o dizileri izleyen, olmadı internetten takip eden bir teyzeymiş meğersem.

demem o ki, olur da bir gün, bomboş bir otobüste otururken, bir teyze yanınıza gelir de, "burası benim yerim, kalk kalk kalk oradan pis şey!" diye ciyaklarsa size, iyice bakın gözlerine, gofret beyin olabilir çünkü.