1. 1.
    0
    umut sarıkayadan

    ...

    son patitoyu da attım ağzıma ve bim'e doğru yola çıktım. zaten iki adım
    ötesi bim. annemin terliklerini giyip çıkayım lan dedim, kim iki saat şimdi
    bağcık bağlayacak. ama olgun bir erkek insanda eğreti duran şeylerin
    başında anne terliği geliyormuş canlar , ben bunu anladım.

    bim her zamanki gibi sakindi. klima çalışıyor ama soğutmuyordu. nasıl bir
    klima lan bu diyerek incelemeye başladım. ama görevli beni balici sandı,
    çünkü ayaklarımda da acayip terlikler altımda çamaşır suyu sıçrayıp da
    rengi atmış bir pijamayla pek de güzel bir gaspçı havası veriyordum.

    abi bu klima üflemiyor galiba dedim. ama cevap vermedi, işine döndü. ben
    de doğruca patitoların olduğu yere gittim. aman allahım bu ne güzellik.
    bissürü patito yan yana. gel de alma. hemen iki paket aldım. zaten sudan
    ucuz. bir de le porta almak lazımdı. gittim onu da aldım.

    tam arkamı dönüp gidecekken tanıdık bir ses duydum. pek bir tanıdık. sanki
    bir zamanlar kulağıma aşkım diye yankılanan bir ses şimdi süt de alalım.
    dost süt olsun diyordu. bir zamanlar kulağıma seni seviyorum diye
    yankılanan bir ses şimdi yok muratbey kaşar alalım o daha ucuz diyordu.
    yavaşça arkamı döndüm. patitolar ve le porta elimden yere düştü. evet, eski
    sevgilimdi bu.

    bir zamanlar sevdiğim kadındı. bir zamanlar elele tutuşarak mal gibi
    gezdiğimiz kadın. şimdi nişanlısıyla bim'e gelmiş alışveriş yapıyordu. bir
    zamanlar aşık olduğum kadındı bu. ve alışveriş arabasında le cola, blume,
    dost süt, dost peynir, muratbey kaşarları gibi birsürü ürün vardı. evet bir
    zamanlar uğruna canımı verebileceğim kadındı bu.

    ben şaşkınlıktan elimdekileri yere düşürünce bunlar birden irkildi ve hemen
    arkasını döndü. ben, beni görmesinler diye hızlıca aşağıya eğildim ama
    lanet olası bim'de raf diye bir şey yok ki. tansaş olsa arkadaki adam seni
    göremez ama raf yerine kolilerde ürün sergileyen bim sayesinde
    saklanamadım.

    peki size sorarım. siz arkanızı döndüğünüzde, devekuşu gibi saklandığını
    sanan ama ayağında ufak numara anne terlikleriyle s*çar gibi çömelmiş ve
    çatalı gözüken bir adam görseniz ne yaparsanız? işte onlar da öyle
    yaptılar. bastılar kahkahayı. yavaş ve gurur yıkılmışça ayağa kalktım. le
    portam mahzunca yerden bana bakıyordu. ben gibi yıkılmış, öylece yatıyordu.

    gözlerine baktım. le portanın değil lan, eski sevgilimin. ban baktı, mahzun
    bir bakış görmek isterdim ama alay ediyordu resmen. ayaklarıma bakıyordu.
    anne terliği giymiş, parmakları ucundan çıkmış bir ayak. buydum işte. sen
    bu adamla bir zamanlar çıkmıştın. şimdiki sevgilin çok iyi giyinmiş ama bir
    bak bakayım ona. bim'de bu şıklık? sence de biraz samimiyetsiz değil mi?
    ben en azından yakışıyorum buraya. içimden geldiği gibiyim.

    böyle düşündüm ama sonra hass*ktir dedim. adam kapmış kızı, ben de lavuk
    gibi pijamayla terlikle geziyorum. kim naapsın lan beni. nasılsın
    görüşmeyeli? dedim. iyiyim dedi. ne güzel dedim. hıhı dedi. gittikçe
    gerginleşiyordu ortam. yeni sevgilisi kıllandı mı acaba diye baktım ama
    nasıl olsa bu lavuktan bir zarar gelmez düşüncesi hasıl olduğundan zerre
    umrunda değildim herifin. adam en ucuz kangal sucuğu seçmekle meşguldu.

    niye böyle olduk biz? der gibi baktım. ne diyorsun? der gibi baktı
    bana. niye böyle olduk diyorum? der gibi tekrar baktım. ne diyorsun
    anlamıyorum der gibi tekrar baktı bana. neyse s..tir et der gibi baktım.
    s..tir etti alışverişe devam etti. bir güle güle demeden.

    gözyaşlarımı saklayarak iki poşet patitoyu ve le portamı yerden aldım ve
    kasaya gittim. bir de blume peçete aldım yüzlük paket, gözyaşlarımı silmek
    için. kasadaki görevli yine baliciymişim gibi baktı bana, paran var mı
    der gibi baktı bana, bana bakmasın artık kimse. al lan paranı der gibi
    uzattım, para üstü beklemeden çıktım ama sonra hemen geri dönüp
    şahsiyetsizce aldım paranın üstünü. tam çıkacakken fiş almayı unuttuğum
    aklıma geldi. dönüp onu da aldım. , bir romantizm de yaşayamadık
    be.

    eve giderken serkan geldi yavaşça yanıma. tek dostum, yoldaşım, üzgün
    olduğumu anlayabilen tek insan.

    abi bir şey diycem. pijamanın zütünde delik var, zütün gözüküyor, baya bir
    büyük

    o günden beri evdeyim. bim'e de kapıcıyı yolluyorum.
    özet geç diyenler için okumaya değer diyorum..
    ···
   tümünü göster