1. 351.
    0
    Nasrettin Hoca Ramazan fıkraları
    Çorba yerken Hoca’nın ağzı yanmış. O da bağırarak sokağa fırlamış!
    Savulun! Karnımda yangın var.

    Meğer Hoca’yı ramazânda iftâra da’vet etmişler. Meğer çorba gâyetle sıcak imiş. Hoca bir kaşık alup ağzına kodı, ve çıkarmağa hicâb edüp yutdı. Ve başında kavuğı çıkarup ‘acele ile altına koyup üstine oturdı. Su’âl etmişler ki: “Niçün kavuğı altına koyup üstine orutdun?” dediler. Hoca ayıtdı: “Minder yanmasun. Kavuk yanar ise mâni” değil, benimdir.”demiş.2

    Bir gün Hoca bir bölük suhtelere râst gelüp bunlara ayıtdı: “Buyurun! Baba çorbası hâzırdır evde; yiyelim.” Deyüp önlerine düşüp evin kapusına getürdi. Bunlara: “Siz bir az durun. Bunda ben göreyim bir yol.” Deyüp karısına gelüp ayıtdı: “Karı! Hiç çorba tedârük etmeğe kâdir misin?” dedi. Karı ayıtdı: “Ben cânım! Sen evde yağ, pirinç aldığın var mı ebedâ, şimdi çorba istersin?” dedi. Hoca: “Ya nice edelim?” dedi. Karı ayıtdı: “N’eylesen gerek_ git, ayıt ki: bugün çorba pişmemiş, de; sav, gitsünler.” Dedi. Hoca ayıtdı: “Cânım karı! Sen çık, söyle. Belki bana inanmayalar.” Dedi. Karı da taşra çıkayım derken sûhtalar dahı kapuyı kakdılar. Karı çıkup ayıtdı: “Hoca eve gelmedi.” Dedi. Bunlar ayıtdılar: “Bu nasıl sözdür? Hoca bizimle berâber geldi.” Dediler. Karı: “Gelmedi.” S”uhtalar. “Geldi.” Deyüp vâfir münâkaşa etdiler; ve cebren içerü girmek istediler. Meğer Hoca kapu ardında dinler imiş. Başın kapudan taşra çıkarup aydur: “Behey adamlar! Ne mücâdele edersiniz? Belki kapusu ikidir; birinden girüp birinden çıkup gitdi ola.”demiş.
    ···
   tümünü göster