0
Lozan Antlaşması, Lozan Üniversitesi salonunda, 24
Temmuz 1923’te imzalandı. Türkiye, ingiltere,
Fransa, italya, Japonya, Yunanistan, Romanya,
Bulgaristan, Portekiz, Belçika devletleri ve
Boğazlara ait mukavelenâme bölümünü Sovyet Rusya
murahhası, istanbul’da imza etmiş, bütün
müzakerelere katıldığı hâlde Yugoslavya heyeti,
borçlar meselesinde, ülkelerine düşen hisseye itiraz
ettiğinden anlaşmayı imzalamamıştır. Lozan
Antlaşmasının TBMM’de görüşülüp, kabul edilmesi için
partisiz Birinci dönem Mebuslar Meclisi yerine,
ikinci dönemde Halk Fırkasının adayları seçilerek,
11 Ağustos'ta tek parti mensubu mebuslar Ankara’da
toplanarak, 21 Ağustos’ta antlaşmanın kabulü için
çıkarılacak kanun taslağının görüşmeleri başladı.
Lozan Antlaşmasının tasdiki için çıkarılacak kanun
görüşülürken, mevcut 227 mebustan 213’ü kabul ve 14
mebus red oyu vermiştir. itirazlarına sebep de,
Mersin mebusu, Türklerin Yüreğir boyu hânedânına
mensup Niyazi Ramazanoğlu’nun, iskenderun ile
Antakya’yı, Halep ile Rakka’nın dışarıda
bırakılarak, yüz binlerce Türkmen’in Fransa
boyunduruğunda bulundurulmasını tenkit etmesi idi.
Bursa mebuslarından Necati Bey de, Boğazlar ve Batı
Trakya meselelerinden şikâyetle itirazlarda bulundu.
Eski Maarif vekillerinden Vasıf Çınar, Tekirdağ
mebusu Faik Öztrak, Şükrü Kaya, Yahya Kemal,
Hamdullah Suphi Beyler ve red oyu veren on dört
milletvekili; istanbul’da Rum Patrikhanesi'nin
imtiyazlı durumunu, gayrimüslimlere vatandaşlığın da
üstünde olan dokunulmaz haklar tanınmasını,
Yunanistan’dan hiç tazminat alınmayıp, Türkiye’ye
ait Edirne-Karaağaç istasyon Mahallesiyle
yetinilmesini tenkit ediyorlardı. Malatya mebusu
ismet Paşa, 23 Ağustos 1923 günü sabah ve öğleden
sonraki iki oturumda, Lozan Antlaşması
görüşmelerinde karşılaşılan büyük güçlükleri ve
getirdiği iyilikleri anlatan izahlarda bulundu. 23
Ağustos gecesi, geç vakitte yapılan oylamada Lozan
Antlaşması, TBMM tarafından ekseriyetle kabul
edildi. TBMM, söz konusu antlaşmayı, çıkarılan, 340,
341, 342, 343 numaralı kanunlarla tasdik etti. Bu
antlaşma, 19 Ağustos 1924 tarihinde yürürlüğe girdi.
Yeni Türk Devleti temsilcileri, Lozan’a giderken son
Osmanlı Mebuslar Meclisinin aldığı Misak-ı Millî
kararlarını kabul ettirmek ve gerçekleştirmekle
vazifeliydiler. Ancak, bunlardan hemen hemen hiç
biri Türkiye lehine halledilmediği gibi, verilen
tavizlerden de gereği gibi faydalanılamadı.
Bunlardan önemli olanları:
1. Musul meselesi: ingilizler, Musul’un arazisinden
ziyade petrollerine tâlip bulunuyorlardı. Ancak,
inönü’nün, öncelikle toprağa hakim olması
gerekirken, petrollerde ısrar etmesi, ingiltere’nin
reddine ve meselenin hallinin Milletler Cemiyetine
bırakılmasına yol açtı. Milletler Cemiyeti ise,
Musul’u Irak’a teslim ederken, Türkiye’ye Musul
petrollerinden, yirmi beş sene müddetle ve sadece
yüzde on gibi cüz'i bir hisse verdi. Ancak Türkiye,
ileriki senelerde bu hisseyi de almaya muvaffak
olamadı. Irak ise, başlangıçta petrollerin gelirini
ingiltere’ye bırakmakla birlikte, kısa bir süre
sonra, bu hakların tamdıbına el koydu.
2. Batı Trakya ve Ekalliyetler (azınlıklar)
Meselesi: Sevr Antlaşması ile, Türkiye toprakları
işgal altına alındığında, ilk önce istiklal
mücadelesini başlatan ve bir hükümet kurmağa
muvaffak olan, Batı Trakya Türklüğü idi. Ancak
onların Yunan hakimiyetinden kurtulmak için
giriştikleri kanlı mücadele dikkate alınmadan, Batı
Trakya, Lozan’da feda edildi. Bu arada istanbul’da
yaşayan Rumlarla Batı Trakya’da yaşayan Türkler
dışında, Türkiye’deki bütün Rumlarla Yunanistan’daki
bütün Türkler değiştirilecekti. (Bkz. Ahali
Mübadelesi) “Ekalliyetlerin himâyesi” bölümünde yer
alan bu haklardan, Yunanistan azami ölçüde istifade
ederken, Türklerin hiç işine yaramadı. Batı Trakya
Türklüğü, unutulmaya ve Yunanlıların insafına terk
edildi. Neticede, aradan geçen 70 yıl içerisinde,
Batı Trakya’da Türkler, çoğunluktan azınlık durumuna
düşürüldüler.
3. Batum Meselesi: Misak-ı Millîye göre, Batum’un
geleceği, halkın oyuna müracaatla belirlenecekti.
Batum, Birinci Dünya Harbi sonunda imzalanan
Brest-Litovsk Antlaşması'yla da Anavatan’a
kavuşmuştu. Ancak, Moskova Antlaşmasıyla cüz'i bir
yardım karşılığı Ruslara bırakılan Batum için,
Lozan’da en küçük bir girişimde dahi bulunulmadı.
4. Kıbrıs ve 12 Adalar meselesi: Ayastefanos
Antlaşması'nın ağır hükümlerini atlatabilmek
maksadıyla, ikinci Abdülhamid Han, vaktiyle, geçici
olarak Kıbrıs’ın idaresini ingilizlere bırakmıştı.
Birinci Dünya Savaşının başlarında ingiltere,
Kıbrıs’ı tek taraflı olarak ilhak ettiğini bildirdi.
Türkiye’nin tanımadığı bu ilhak kararı, Lozan
Konferansına kadar problem olarak kaldı. Lozan
Muahedesinin 20 ve 21. maddeleriyle, Türk
murahhasları, bu ilhakı kabul ve tasdik ettiler.
Yine Ege Denizindeki, Türkiye’ye yakın 12 adanın
italyanlara terki de, aynı şekilde meydana geldi.
Daha sonra ikinci Dünya Harbinde Almanların işgaline
uğrayan bu adalar, Türkiye’ye teklif edilecek,
fakat, o zaman Türkiye’nin başında bulunan inönü
tarafından reddedildikten sonra, Yunanlıların
hakimiyetine verilecektir.
karar sizin
Tümünü Göster