hayata sakso çekerek yaşam savaşı vermek

@599 yok abi,o karavan falan komple yalan. hele japon hatun.yok dostum,yok. belki yolunu bulur galeri sahibi olursun kızıltoprakta. armani takımlar giyer, tom ford parfüm kullanır,sur balıkta yerssin haftanın üç günü. heyhat,göbek yere değmektedir.. yine de hatun bakımından şanslısındır. taze sıçılmış taka üşüşen metalik yeşil sinekler misali, belki bir kısmı reşit bile olmamış,hem kafa hem vücut olarak pro huurlar dolaşır etrafında.bu karıları zütürdüğün mekanlardan(kuruçeşme yannanım ne sandın?)çıkarken arabanı getiren 'çocuğa' taşşaklı bahşişler verirsin, geceki gibiş daha tatminkar olsun diye.ara sıra karılardan sıkılıp 'dostlarınla' çıkarsın. hedef tabiiki kireçburnudur. aslanlar,aslan sütü içer. takunu çıkarınca süt içmenin, kendini balatta işkembecide bulursun.eve döndüğünde 'dostların'ı görmenin sevinci yüreğinde, kalbin kadar boş cüzdanın komodinin üzerinde, sızar kalırsın. seni gramı belki 100 dolar edecek o kaliteli yağların ve pırıl pırıl parlayan kel kafanla, tıslayarak, koca göbeğin önünde bir dağ oluşturmuş uyurken görseler o an,emin ol en az üç gün suda kalmış bir ceset olduğunu sanırlar.o derece sağlıksızsındır.ama üzülme! amerikan hastanesi ne güne duruyor? seni teşvikiyeden, bilemedin erenköyden kaldırıp aşiyana atacağız. sana gereken saygıyı göstereceğiz. bize köpek bisküvisi niyetine para attığın müddetçe.ama japon kızlar ve karavanlar asla olmayacak. karavanlar hep hayaldiler. aslında öyle bir şey hiç olmadı. kimse özgürlüğü saçlarında hissedemedi sevdiceğiyle dünyayı gezerken. beş parasız ve mutlu, çünkü sevgi dolu. noel babaya inanmak daha mantıklı.