1. 301.
    0
    @240 evet kanka köpek konuştu. yetmedi dudaklarından öptüm köpeği.

    gece beraber uyuduk. evden dışarı çıkamadı hiç.
    günler günleri kovaladıkca aklımdan hiç çıkmamaya başladı liza.
    bankda oturuyordum. selin geldi uzaktan.
    uzak, gittikce yakınlaşıyordu
    yanıma geldi.
    "-arkadaş kalalım mı dedi.
    - gibtir git dedim"
    yine aynı replikler.
    deniz ve selinin küçük çaplı konuşma girişimleri oldu okuldayken.
    zaten onlara olan güvensizliğimden
    ve lizayı hiç bırakmak istemediğimden
    hiç bir kızı düşünmeyip, hiç bir kızla neredeyse konuşmayıp
    hiç bir kıza bakmamıştım bile.
    eve gittiğimde hep lizanın eli omuzlarımda beni desteklemek için duruyordu
    başka kimsenin eline ihtiyacım yoktu.
    hiç bir kızın verdiği rahatsızlığı gibime takmayarak lise1 i bitirdim
    teşekkür ile.
    yazın evden hiç ayrılmadım.
    ayrılmadım ki lizadan ayrılmayayım diye.
    babam izmire yerleşmiş, orda evlenmiş beni görmek istediğini söyledi
    - tamam diye yanıtladım annemin bu söylediğini.
    sabahı parktan salıncağın üst tepesinde demir vardır ordan attım kendimi kolumun üstüne düştüm
    akşamı doktora gittik. kemik kayması oldugunu söyledi
    alçıya aldılar kolumu. 2 aya iyileşir dediler
    babama gitme işini yatırmıştım ama.
    ve inanın; lizayla kalma mutluluğu kolumun acısını 0 a indirmişti.
    yazın ne deniz yüzü görmüştüm, ne selin
    ne suya girmiştim, ne dışarı çıkmıştım.
    varım yoğum liza;
    suyum, aşım, liza.
    ···
   tümünü göster