1. 251.
    0
    @spilopleura

    panpacım, öncelikle imkansız görecelidir ; unutma ki ; yeteri kadar ilerlemiş bir teknolojinin, mucizeden bir farkı yoktur. (azteklerin; ispanyol uçaklarını gördüklerinde düştükleri durum gibi)
    insan aklı; genlerinin izin verdiği ölçüde çalışır. hiç bir insan ürememeyi başaramaz değil mi ? bütün canlılığın ve doğal olarak insanların nihai amacı, üremektir. genlerimiz, üreme organlarımıza öyle bir zevk bahşetmişlerdir ki, tıpkı bir arının, bitkinin tozlaştırılmasını amaçlayan üreme organları olan çiçeklerinin ürettiği nektarlara karşı koyamayışı gibi, bizde üremenin verdiği zevke karşı koyamayız. insan beyni ve doğal olarak düşünce büyük ölçüde genlerinin izin verdiği ölçüde çalışmaktadır. nanoteknoloji (1/1000000000 insan boyutu) boyutunda düşünemezsin, pirelerin seslerini duyamazsın, bakterilerin dünyasını hiçbir zaman bilemezsin, insan beyni, algılayabildiği ölçek aralığında olan varlıkları anlamlandırabilir ve düşünebilir. tıpkı bütün diğer canlılar gibi.

    ayrıca ; milyonlarca yıl öncesine ait bulunan fosillerde insanların beyni, günümüz modern insanın beynine göre oldukça ufaktır ve modern insanlar dolayısıyla daha zekidir. insanın zekası ve düşünce gücü, beynin büyüklüğüyle kesinlikle ilişkilidir, bu da zekanın, somut bir şeye dayandığını gösterir.(bahsettiğin konularda hiçbir mesleki eğitimim yok bu arada ; bir biyoloğa sorsan, eminim ki ağzın açık dinlersin)

    dediğim gibi; insan zekasının elverdiği ölçüde olan sınırlı beynimizin ve ona bağlı olan zekasının doğal olarak anlamadığı, algılayamadığı şeyleri, deist tanrıya yormak, işin kolayına kaçmak gibidir.
    bana david copperfield'in 4 parçaya bölünmüş gazete kağıdını eliyle birleştirdiği ve katlanma izleri kalmaması için eliyle ütülediği numarasını nasıl açıklayabilirsin ? peki bu tanrının işimidir ? biz daha insan zekasını bile anlamlandıramıyorken, evrenimi anlamaya kalkışıyoruz ? ve bunun bugun mümkün olmaması, 1000 yıl sonra olamayacağı anldıbınamı geliyor ?
    ···
   tümünü göster