1. 51.
    +6 -1
    bir kuş besliyordum. ufacık bir şeydi. hint bülbülü diyorlar ya ondan. sesi berbattı ama bana çok güzel gelirdi. bigiblet kornası gibi öter dururdu. arada elime alırdım. avucumun ortasında sıcacık bir top gibiydi. varla yok arasıydı. tüylerini yolsan geriye ne kadarcık bir şey kalırdı bilmiyorum. çok seviyordum onu. öyle seviyordum ki eve geldiğimde sesini duyunca her şeyi, bütün taktanlıkları unutuverirdim. ufaktı ama benimdi.bir bacağı sakattı üstelik.ama yine de dünyanın en güzel kuşuydu. okuldayken,işteyken, ondan ayrı olduğum her zaman özlerdim kuşumu. öyle küçüktü ki bir şey olacak diye içten içe hep korkardım. kuşum beni terkedecek diye korkardım. sonra onu benden daha iyi bakacak birilerine bırakmaya karar verdim.bu korkuyla yaşamayıyordum.hem ben çoğunlukla dışardaydım ve o yalnız kalıyordu. yalnız kalmak küçük kuşlar için çok üzücü olabiliyor.her daim onlarla ilgilenmelisiniz. yoksa neşeyle ötmezler. tortop olur, tüylerini kabartır ve bir köşede öylece dururlar. onlarla konuşmalısınız yoksa bir sabah onları kafesin dibinde kaskatı ve cansız bulmanız işten değildir. bana öyle oldu mesela. kuşumu elime aldığımda artık buz gibiydi ve sertti. minicik kanatları kasılıp kalmıştı. gözleri acıyla kısılmış gibiydi sanki.ne yapacağımı bilemedim onu orda öyle gördüğümde. soğuk ve pis kokulu toprağa gömecek değildim.ben de alıp kalbime koydum onu.ama öyle soğuk ki,bir gün beni de öldürecek sanırım soğuktan.yaz kış titreyip duruyorum o gün bu gün.
    ···
   tümünü göster